Seni tanımıyorum sen de beni tanımıyorsun ama sana şunu söyleyebilirim ki ben bugün asla mümkün olduğunu düşünmediğim şeyler yaptım çünkü bunu yapabileceğimi karıma ve kendime kanıtlamam gerekiyordu. | Open Subtitles | لا أعرفك ولا تعرفني لكنني أقول لك أن اليوم فعلت أشياء كنت أظنها مستحيلة لأنني احتجت أن أثبت لزوجتي ولنفسي أنني قادر |
Seni tanımıyorum sen de beni tanımıyorsun ama sana şunu söyleyebilirim ki ben bugün asla mümkün olduğunu düşünmediğim şeyler yaptım çünkü bunu yapabileceğimi karıma ve kendime kanıtlamam gerekiyordu. | Open Subtitles | لا أعرفك ولا تعرفني لكنني أقول لك أن اليوم فعلت أشياء كنت أظنها مستحيلة لأنني احتجت أن أثبت لزوجتي ولنفسي أنني قادر |
Diğer bilim insanları olgunun öyle karmaşık olduğunu düşünüyorlar ki böylesine tam teşekküllü bir teori asla mümkün olmayacak. | TED | بينما يعتقد علماءٌ آخرون أن الظّاهرة معقّدةٌ جداً مما يجعل وجود نظريّةٍ واحدةٍ متكاملة كهذه أمراً مستحيلاً. |
Bu asla mümkün değildi. | TED | كان ذلك مستحيلاً. |
Artık global bir köyde yaşıyoruz, eskiden yüz yüze olagelen bağları taklit ettiğimiz bir yerde ama daha önce asla mümkün olmayan bir düzeyde ve şekilde. | TED | نحن الآن نعيش في قرية عالمية حيث يمكننا محاكاة العلاقات التي كانت تحدث وجها لوجه، ولكن على نطاق وبطرق لم تكن ممكنة من قبل. |
Geçmişte asla mümkün olmamış bir şekilde NSA stili kitlesel izleme, polis teşkilatlarına her birimiz hakkında çok fazla hassas bilgiyi toplama imkan veriyor. | TED | تُمَكِن مراقبة الجمهور على غرار ناسا اقسام الشرطة المحلية من تجميع كميات كبيرة من المعلومات الحساسة عن كل واحدٍ منا، بطريقة لم تكن ممكنة أبدًا في السابق. |