Yaklaşık 10 sene önce, Harvard meydanında ilk "çok kültürlü edebiyat okuması" deneyimimi asla unutmayacağım. | TED | لن أنسى أبداً قراءتي المتعددة الثقافات في ساحة هارفارد قبل حوالي عشر سنوات مضت, |
Ellerim kucağımda, birbuçuk saat orda beklememi asla unutmayacağım. | Open Subtitles | وبعد ذلك يتغيّر رأيه لن أنسى أبداً الجلوس هناك لساعة ونصف بأيديى فى حضنى |
Yaşadığımız şeyi asla unutmayacağım ve bana hissettirdiklerini. | Open Subtitles | أنا لن أنسى أبدا ما كان لدينا، والطريقة التي جعلني أشعر. |
Ölene dek caddeden karşıya geçmek isteyen ihtiyarı asla unutmayacağım. | Open Subtitles | إلى يومي الأخير، أنا لن أنسي ذلك الرجل العجوز يحاول عبور الشارع. |
Iris Weatherby'nin sözlerini asla unutmayacağım. | Open Subtitles | أنا لَنْ أَنْسي كلمات آيريس ويذيربي. |
Beni kurtardın. Becerilerimi geliştirmek için beni eğittin bunu asla unutmayacağım. | Open Subtitles | لقد علمتيني كيف أتحكم بنفسي خلال ذلك ولن أنسى ذلك أبداً |
Olayın olduğu geceyi asla unutmayacağım. Rahatsızlığımı size söylemekten çekinmiyorum. | Open Subtitles | انا لن انسى هذه الليلة, ويهمنى ان اخبرك اننى كنت حزينا جدا |
Seni asla unutmayacağım, Esmeralda. | Open Subtitles | انا لن انساك ابدا يا ازميرالدا |
Oradaki televizyonda tekrar tekrar oynayan çizgi filmleri asla unutmayacağım. | TED | لن انسى ابدا, كان التلفاز يعرض حلقات لا نهاية لها من افلام الكرتون |
Floyd olayını asla unutmayacağım. Günün en yoğun saatinde baltayla öldürülmüştü. | Open Subtitles | لن أنسى أبداً قضية فلويد,قتل بفأس خلال زحمة السير |
Çünkü o sesi asla unutmayacağım. Beynime kazındı. | Open Subtitles | لأني لن أنسى أبداً صوتها القاسي، إنه محفور في ذاكرتي |
Hepsinden önemlisi, o geceyi asla unutmayacağım geç saatlere kadar katalog üzerinde çalıştık sadece ikimiz, ve heryerimizi arzu kaplamıştı. | Open Subtitles | والأهم، لن أنسى أبداً تلك الليلة ونحن نعمل متأخرين على الدليل فقط أنا وهي، واستسلمنا إلى الاغواء. |
Evimin önünde bana Yıldız Geçidi programıyla ilgili bir şey söylemek istediğin günü asla unutmayacağım. | Open Subtitles | لن أنسى أبداً ذلك اليوم على الشرفة الأمامية لبيتي.. عندما قلت أنك أردت إخباري بأمر عن برنامج بوابة النجوم |
Kurt'un bana nasıl baktığını asla unutmayacağım. | Open Subtitles | أنا لن أنسى أبدا الطريقة بدا الذئب في وجهي. |
Benim için asla unutmayacağım bir şey yaptın. | Open Subtitles | هل فعلت شيئا بالنسبة لي، أنني لن أنسى أبدا. |
Ne dilediğinizi asla unutmayacağım Maeyoungok... | Open Subtitles | أنا لن أنسي ابدا الذي تمنيت من اجله ، مايونغوك |
Onunla tanıştığım ilk geceyi asla unutmayacağım. | Open Subtitles | أنا لَنْ أَنْسي أولَ ليلة قابلتُه. |
Su damlalarının o rahatlatıcı sesini asla unutmayacağım. | TED | ولن أنسى أبداً صوت الماء المريح وهو يجري في مجراه. |
Yapay renkleri kullanmanın tehlikelerini anlattığı anı asla unutmayacağım. | Open Subtitles | انا لن انسى الوقت الذي علمني فيه أخطار إستعمال إف، دي وسي الألوان الإصطناعية |
Seni asla unutmayacağım, Esmeralda. | Open Subtitles | انا لن انساك ابدا يا ازميرالدا |
"...en zor günlerimde yanımda olan, asla unutmayacağım dostuma." | Open Subtitles | رفيقى الذى كان معى خلال المواقف الصعبه,لن انسى ابدا |
Üzerinden yıllar geçti. Ama o sesi ve yaptıklarını asla unutmayacağım. | Open Subtitles | لقد مرت أعوام و لم أنسى هذا .الصوت و ما الذي فعله هُنا من قبل |
Her neyse, büyükannemin bana miras bırakmaya çalıştığı o şeyleri asla unutmayacağım. | Open Subtitles | على أي حال لن أنسى ابداً الاشياء التي حاولت جدتي اطلاعي عليها |
Bu günü asla unutmayacağım. | Open Subtitles | لن ننسى هذا اليوم أبداً |
Onunla tanıştığım günü asla unutmayacağım. | Open Subtitles | لن أنسى قط أول يوم قابلتها فيه |
Bir kadın acıya karşı koymaya son verdiğinde ve açıldığında meydana gelen şeyin sihrini asla unutmayacağım. | TED | لن أنسَ مطلقًا السحر الذي يحدث عندما تتوقف النساء عن مقاومة الألم والإنفتاح. |
Güney Kutbuna vardığımızda hemen çadırda toplandık. O günü asla unutmayacağım. | TED | عندما وصلنا الى القطب الجنوبي, اجتمعنا داخل الخيمة في درجة حرارة -45 لن انساها ابدا |
Bebekliğini asla unutmayacağım ve yazdığın ninnilerini söylediğimi. | Open Subtitles | لا أنسى عندما كنت صغيراً وأغني الأنشودات التي تكتبها |