| Yani kayıp olmayan bir şeyi çaldığı için adamı astılar. | Open Subtitles | إذن، شنقوا رجل... . بتهمة سرقة شيء لم يُسرق |
| Acworth'da kardeşimi astılar. | Open Subtitles | لقد شنقوا أخى أسفل فى أكوورث. |
| Nieva Allende'de astılar. | Open Subtitles | لقد شنقوه في الندي |
| Evinizin arkasındaki ağacınıza dört insanı astılar. | Open Subtitles | أربعة أشخاص تم شنقهم على شجرة في حديقتكَ الخلفية |
| Beni Şeytanın Fahişesi olarak astılar. | Open Subtitles | شنقوني لأنهم إعتقدوا أنني عاهرة الشيطان |
| Ben beş yıldır buradayım ve beni daha dün düz bir şekilde astılar! | Open Subtitles | أنا هنا منذو خمس سنوات علقوني بشكل مستقيم البارحه وحسب, لذا لا... |
| Sonra onu ve oğullarını köprüden aşağı astılar. | Open Subtitles | وبعد ذلك علقوها هي وأبنها على الجسر |
| Ardından onu astılar. | Open Subtitles | في رقبته بالأبرة عندها قاما بشنقه |
| İşte bir kavak ağacına astılar, fakat Sandy bir... | Open Subtitles | قاموا بتعليقه على خشب القطني ..وكان |
| Onu tutukladılar ve askeri mahkemede yargılayıp bu sabah astılar. | Open Subtitles | إعتقلوة, مثل أمام المحكمة العسكرية وشنق |
| - Bunun için tek kollu zavallıyı astılar . | Open Subtitles | شنقوا ذلك الشخص لذلك، أعرف. |
| 300'ümüzü astılar. | Open Subtitles | ثلاث مائة منا شنقوا |
| Martinique, Nevis, oraların yargıçları korsanlıktan adam astılar. | Open Subtitles | (مارتينيك)، (نيفيس) كل حكامهم شنقوا رجالاً بتهمة القرصنة |
| Sanırım Abe adında bir adamı astılar! | Open Subtitles | (و أظن أنّهم شنقوا رجلاً يُدعى (آيب |
| Onu astılar Old Bailey'de. | Open Subtitles | شنقوه في محكمة لندن الجنائية |
| Bunun için astılar onu. | Open Subtitles | شنقوه لمساعدتهم |
| Yani bu evin eski sahiplerini arka bahçedeki ağaçta mı astılar? | Open Subtitles | أصحاب المنزل السابقين تم شنقهم على شجرة في حديقتنا الخلفية؟ |
| -Tanrım. -Beni astılar. | Open Subtitles | -رباه لقد شنقوني - |
| Durumumu düşün. Beni beş yıl önce buraya astılar. | Open Subtitles | أنظر ألي, علقوني هنا منذو خمس سنين |
| O kendini öldürdüğü için astılar. | Open Subtitles | لقد علقوها لأنها قتلت نفسها |
| Onu yakaladılar ve astılar. | Open Subtitles | أمسكوا به و قاموا بشنقه |
| Ve onu köprüde astılar. | Open Subtitles | وقاموا بتعليقه من الجسر. |
| Gardiyanlar onları götürdü ve kalan herkesi astılar. | Open Subtitles | أخذهم الحرس وشنق الجميع عداهن |
| Duvara, arkalarında olacak şekilde bir çarşaf astılar. | Open Subtitles | لقد علقوا تلك القماشة وراء رؤوسهم على الجدار |