"atıyla" - Translation from Turkish to Arabic

• حصانه
• بحصان
• لحصانه
• فرسه
• بحصانه

Yalnız başına atıyla geldi. O olduğuna eminim.
لقد جاء ممتطيًا حصانه ولوحده، لكنني متأكد أنه هو

Sonra atıyla ahırdan çıktı. Annem de başı öne eğik arkasından geliyordu.
وخرج من الحضيرة يجر حصانه خلفه ، وامي كانت مطأطأة الرأس

Wallace atıyla yatak odasına girmiş ve onu öldürmüş.
والاس ركب حصانه إلى غرفة نومه و قتله. لقد أصبح عائقاً أكثر مما كان.

Sally Will'in atıyla ilgilen.
إعتني بحصان (ويل)

O , bir kez bile benimle konuştu ama o her gün atıyla konuşur değil.
إنه لم يتحدث معي حتى لمرة واحدة إلا أنه يتحدث لحصانه كل يوم

Bir gün, atıyla bir çocuk gelmiş.
وفي أحــد الأيام مرّ صـبي وهو يمتطي صهوة فرسه.

Sonra beni dalmaya götürdü ve evcil hayvanı olan deniz atıyla tanıştırdı ki o şey bana, davetkâr bakışlar atıyordu ama yok artık, böyle bir şey olmayacak tabii ki.
ثم أخذني لنغطس و عرفني بحصانه البحري الأليف, و بالمناسبة راح يتودد إلي و رجاء هذا لن يحصل

Gelip seni alsın. atıyla falan.
اجعليه يأخذك , اجعليه يحضر حصانه , أي شيء

Onun başarısı atıyla olan ortaklığına dayanacak.
نجاحه سيعتمد على الشراكة الكلية مع حصانه.

Sen de beyaz atıyla gelip bir şeyler talep eden başka bir yabancısın.
أنت مجرد غريب أخر جاء على ظهر حصانه الأبيض, يقدم المطالب.

- Yolda atıyla geliyor.
يركب حصانه هناك في الشارع بكامل صحته

Prens beyaz atıyla kaleye gelmiş
الأمير هبط للتله في حصانه الأبيض

Hoss, yaşadığı bu tip olaylar sonrası, zihnini boşaltmak için atıyla gezdiğini fakat hiç pişmanlık duymadığını kaydediyordu.
سجّل "هيس" بأنّه سيركب حصانه ليُصفـّى ذهنه بعد مثل هذه الحوادث لكنّه لم يكن نادماً

Su kenarında, atıyla duruyordu.
‫كان يمتطي حصانه بالقرب من الماء‬

hem de atıyla birlikte.
... و معه حصانه، حصانه موجود

Onu en son atıyla gördüm.
اعتقد أنني رأيته يتجهُ لحصانه.

Harika. Şimdi de atıyla konuşan adamım.
عظيم، صرتُ فارسًا يخاطب فرسه.

# atıyla, maskesiyle ve kocaman eski kılıcıyla # # Götünü keser 52 model Ford'dan #
"بحصانه وقناعه وسيفه الكبير، سيقطعك ليصغر قياسك من 50 إلى 4"