"ateş etmek" - Translation from Turkish to Arabic

    • إطلاق النار
        
    • لإطلاق النار
        
    • أن أطلق النار
        
    • لاطلاق النار
        
    • اطلاق النار على
        
    • اطلاق نار
        
    • أطلاق النار على
        
    • يَقْصدْ
        
    • وإطلاق النار
        
    • قنص
        
    • للإطْلاق
        
    • إطلاق للنار
        
    Eğer ateş etmek zorunda kalırsan, silahı alçak tutup, tetiği çek. Open Subtitles ان اضطررتم إلى إطلاق النار فابقوا منخفضين و اضغطوا على الزناد
    Evet, ateş etmek bana yardımcı oldu. Affetmemi ise oğlum sağladı. Open Subtitles أجل ، لقد ساعدني إطلاق النار في التعامل معها ابني جعلني أسامح
    Eğer helikoptere ateş etmek zorunda kalırsak, onun buradan çıkarılmasını istiyorum. Open Subtitles اذا اضطررنا لإطلاق النار على هذه المروحية فأريدها خارج المكان
    Ben de sizin gibi ateş etmek istemiyorum. Open Subtitles لا أريد أن أطلق النار أكثر مما تريدين
    Hareket etmek ve ateş etmek istiyorsam evet. Open Subtitles إلا إذا كنت بحاجة لنقل أو تبادل لاطلاق النار.
    ateş etmek için yerden 30 santim yukarıya yarıklar açmış. Open Subtitles وحفر الكثير من فتحات اطلاق النار على ارتفاع حوالى قدم من الارض
    - Sakin bir şekilde. ateş etmek yok, Iütfen. Open Subtitles نعم سيدي - بهدوء وبدون اطلاق نار ارجوك -
    Bana sorarsan polise ateş etmek aptalca. Open Subtitles أطلاق النار على الشرطة يبدوا عملا غبياً برأيي
    Aslında ateş etmek istemedi. Open Subtitles هو لَمْ يَقْصدْ الضَرْب.
    Yapman gereken tek sey silahı almak ve böyle ateş etmek. Open Subtitles كل ما عليك فعله هو رفع المسدس وإطلاق النار هكذا
    Tren geçerken ateş etmek gibi mi? Open Subtitles مثل إطلاق النار من بندقيه عند مرور قطار ؟
    Her seferinde ateş etmek için horozunu yukarı çekmen gerekir. Open Subtitles من دون أن تفعل شيئاً عليك أن تحرك المطرقة في كل مرة أردت فيها إطلاق النار
    Bir cesede ateş etmek için nasıl bir bahane sunacağını hayal bile edemiyorum. Open Subtitles لا أتخيل المنطق الغريب الذي استخدمته لتبرير إطلاق النار على جثة
    Seni durdurmak için ateş etmek zorunda kalırsam gerçekten sinirleneceğim. Open Subtitles أنت ،لو إضطررت إلى إطلاق النار عليك لإيقافك سأكون حقاً منزعجة
    Efendim, genel bir kural olarak kimse bize ateş etmek istemedikçe, biz de elimizi kimseye kaldırmayız. Open Subtitles سيدي ، سياستى الخاصة تقضى ألا أتعرض لأحد ما لم يكن يحاول إطلاق النار علي أولا
    Bagajdaydı. Kilidi açmak için ateş etmek zorundaydım. Open Subtitles كانت في حقيبة السيارة اضطررت لإطلاق النار على القفل لفتحها
    Bagajdaydı. Kilidi açmak için ateş etmek zorundaydım. Open Subtitles كانت في حقيبة السيارة اضطررت لإطلاق النار على القفل لفتحها
    Bir aslanın suratına ateş etmek, Muhammed Ali ile dövüşmek ve iki mutlu zebra ile üstü açık araba sürmek istiyorum. Open Subtitles أريد أن أطلق النار على أسد في وجهه وألاكم (محمد علي) وأركب سيارة مكشوفة مع حمارين وحشيين سعيدين
    ateş etmek ya da etmemeyi kapsayan ahlaki açıdan belirsiz durumlar için. Open Subtitles لحالات غامضة من الناحية الأخلاقية التي تشمل أكثر من تبادل لاطلاق النار أو عدم اطلاق النار
    Daha önemlsisi bile Krautlar bana ateş etmek zorunda değil. Open Subtitles يا يسوع.. أوفام أهناك المزيد من الأغانى مثل تلك لن يضطر الأعداء الى اطلاق النار على
    Bak, ateş etmek istemiyorum ta ki onlar ateş edene kadar. Open Subtitles شوفوا , انا لا اريد اطلاق نار - مهما حدث - حتى يتحركون
    Beni o tekneye ateş etmek zorunda bıraktın. Open Subtitles ما أجبرني على أطلاق النار على ذلك القارب
    Aslında ateş etmek istemedi... Open Subtitles هو لَمْ يَقْصدْ الضَرْب...
    Aynı anda hızla sürüp ateş etmek çok zordur. Open Subtitles من الصعب القيادة بتلك السرعة وإطلاق النار في نفس الوقت.
    Gizlenip uzaktan düşmana ateş etmek tam korkak işidir. Open Subtitles قنص العدو من مخبأ؟ هذا هراء
    Güverte tarafındaki füze bataryası ateş etmek için hazır olsun. Open Subtitles بطارية قذيفةِ جانب المرفأ يَستعدُّ للإطْلاق.
    - ...tabancam da var. Anlaştık. - Dinle, ateş etmek yok. Open Subtitles ـ ولدي المسدس، هذا هو الأمر ـ اسمع، لا إطلاق للنار

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more