| Karısı ölümün kıyısında zar zor nefes alır ve çok sevdiği oğlu doktora ihtiyaç duyar bir halde ateşler içinde cayır cayır yanarken. | Open Subtitles | كانت زوجته ترقد مريضة على حافة الموت بينما كان ابنه الحبيب يحترق بالحمى فى حاجة ماسة لطبيب |
| Alev alev, ateşler içinde yatan küçük bir çocuk hayal edin ki tarih okuyor. | Open Subtitles | أتخيله فقط، كفتى صغير مصاب بالحمى القرمزية في الفراش يقرأ التاريخ. |
| Sabah olduğunda, ateşler içinde yanıyordum. | Open Subtitles | وفي الصباح مرضت بالحمى |
| - Uyuyor. ateşler içinde. Uyandırmamı ister misiniz? | Open Subtitles | ومصاب بالحمى تريد أن أوقظه؟ |
| ateşler içinde. | Open Subtitles | انه مصابة بالحمى . |