Kendini havluyla kurulamanı izlerken, Hemen üzerine atlayıp seni sinir etmek istedim. | TED | عندما شاهدتك تجفف نفسك بالمنشفة، أردت القفز وأخذ صورة لك. |
Bazı çocuklar aşağı atlayıp ellerindeki torbalarla birlikte kaya havuzlarına koştular. | TED | قفز بعض الأطفال و جروا ناحيتها حاملين أكياساً |
Uçak dağa çarpmadan önce, atlayıp güvenli bir yere düştüm. | Open Subtitles | قبل أن أصطدم بالجبل ، قفزت من الطائرة نحو شبكة أمان |
-Orası kötü taraf, sen atlayıp zıpla, minik büyülü at gibi davran. | Open Subtitles | هذا الجانب السيئ حيث يمكنك أن تقفز وتوثب حوله مثل حصان سحري |
Ama koru körüne atlayıp her şeyin iyi olacağını düşünenen çok iyimser bir penguenseniz, yere vardığınızda kendinizi param parça görebilirsiniz. | TED | لكن لو كنت بطريقاً شديد التفاؤل يقفز فقط وعيناه مغمضتان على أمل الأفضل، فقد تجد نفسك في ورطة عندما تصطدم بالأرض. |
Senin gibi patates çuvalına atlayıp önüme ilk gelen diyabetli patates ile tanışmıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أقفز إلى كيس البطاطس، رفقة أول بطاطس أراها مُصابة بمرض السكري |
Aynı zamanda eğer en kötüsü olursa suya atlayıp yüzebileceğim ve kızağı da peşimden sürükleyebileceğim anlamına geliyordu. | TED | وهذا يعني أيضاً، إذا بلغت الأمور اسوأ حالتها. بإمكاني بالفعل القفز إليه والسباحه عبره وأسحب الزلاجات خلفي. |
Acele edersen, işe gitmeden yatağa atlayıp senin ihtiyara sarılabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك القفز على السرير مع تلك الفتاة الكبيرة لتدللك |
Nehre atlayıp... belli ki önemli işleri olan Bay Harika"nın beni kurtarmasını beklemem... çok aptalcaydı. | Open Subtitles | أنا متأكدة إنى أشبهت الأغبياء القفز فى النهر بأنتظار السيد رائع الذى عنده أشياء أفضل ليفعلها |
Bütün bildiğim arabasına atlayıp uçarcasına gittiği. | Open Subtitles | كل ما أعرفه هو أنه قد قفز فى سيارته و طار |
Harika bir an geçirdim kahraman Yüzbaşı kanepeye atlayıp, kapıyı kırana dek. | Open Subtitles | أريد أن أقول إننا استمتعنا بوقتنا إلى أن أتى النقيب الرائع قفز من السرير واصطدم بالباب |
Makineyi çok sevdiğimi söylememe rağmen hemen bir taksiye atlayıp onu Hemmesher ve Shleimer'a götürdüm. | Open Subtitles | أنا كذبت عليها وقلت أحب ذلك. قفزت إلى سيارة أجرة وقاد هذا الشيء حق العودة. |
Ve itiraf etmeliyim ki, eğer bir iki yaş daha genç olsaydım... şu motosiklete atlayıp seninle gelirdim. | Open Subtitles | وإذا كنت صغير فى السن , لكنت قد قفزت خلفك على الدراجه البخاريه |
Yanmak için orada mı kalırsınız yoksa pencereden atlayıp neler olacağına mı bakarsınız? | TED | أتبقى في الداخل وتحترق، أم تقفز من خلال النافذة وتشاهد ما يحدث؟ |
İçki içmenin senin için, çatıdan atlayıp sadece bir kat düşmeyi beklemek gibi olduğunu hiç öğrenmeyecek misin? | Open Subtitles | الم تتعلم بعد ان مشكلتك انك تقفز من على السطح. و تتوقع ان تسقط طابقا واحدا |
Kendisinden öylesine nefret edecekti ki kendini dışarı atıp en yakın köprüye çıkacaktı ve derin sulara atlayıp asla suyun dibini bulamayacaktı. | Open Subtitles | أردت ان يكره نفسه الى درجة أن يخرج و يجد أعلى جسر ثم يقفز في الميه الغميقة بدون ان يصل الى القعر |
Araçtan atlayıp gitmek ve onu sımsıkı kucaklamak istedim. | Open Subtitles | لقد أردت أن أقفز من الشاحنة لأعود و أضمها إلى |
Wolf'ün bulunduğu binaya geldiğimizde, atlayıp, ofisine sızacağız, ve hikayemi çaldığını itiraf ettireceğiz. | Open Subtitles | عندما نصل إلى بناية ولف نقفز ،نخترق مكتبه، إجعله يعترف انه سرق قصتي |
Bana kalırsa, atına atlayıp gidebilirsin. | Open Subtitles | فى رأيى أنه يمكنك أن تركب حصانك و تذهب إلى أبعد ما يمكن |
Bazen motoruma atlayıp uzaklaşasım geliyor. | Open Subtitles | ما عدت أدري أي شيء. أحياناً أفكر بأن عليّ ركوب دراجتي والانطلاق. |
Zaman makineme atlayıp geçmişe gider derdini öğretmenler birliğine anlatırım. | Open Subtitles | سوف اقفز في آلة الزمن وأعود واسمح للاتحاد يعرف أولوية.. |
Uçağa atlayıp, eve gidip bunlar olmamış gibi mi davranacağız? | Open Subtitles | نركب الطائرة ونذهب للمنزل وندعي ان كل هذا لم يحصل؟ |
İlk fırsatta Memphis otobüsüne atlayıp, onu şovda görmeye gittim. | Open Subtitles | وعرض عليها الغناء فى أول فرصة ركبت الحافلة إلى ممفيس |
- Şimdi atlayıp buna bir son vereceğim! - Tanrı aşkına kadın, atla! | Open Subtitles | . لدىّ عزيمة للقفز - . بحق الله يا إمرأة ، إقفزى - |
Ama bazen de arabaya atlayıp hepsinin üzerinden geçesim geliyor. | Open Subtitles | فقط في بعض الأحيـان أرغب أن أركب سيـارة و أدهسهم |
Halıya atlayıp uçuver buraya başka bir Arap gecesine | Open Subtitles | تعال الي أسفل، توقّف على الجانب اركب البساط وقم بالطيران الي ليلة عربية أخري |