"atmıştı" - Translation from Turkish to Arabic

    • رمى
        
    • رماها
        
    • رمته
        
    • ورمى
        
    • ألقت
        
    • وشخص ألقى
        
    • لقد رماه
        
    İlk kurbanı Rachel'ı yol kenarına atmıştı, ama Tina'yı gömmek için zaman harcadı. Open Subtitles لقد رمى ضحيته الأولى رايتشل في زقاق لكنه أخذ وقته ليدفن تينا
    Çok sert atmıştı ve kafamı yarmıştı ya? Open Subtitles لقد رمى عليّ حجراً بالفِعل وتسبّب بفتح جُرحٍ غائِر في راسي؟
    Ona bakarsan, oğlun da saatimi çukura atmıştı. Open Subtitles حسناً ، بدفاعي عن نفسي . فإن إبنك قد رماها في الحفرة
    Benim japon balığım öldüğünde annem tuvalete atmıştı. Open Subtitles عندما ماتت سمكتي أمي رمته في المرحاض
    Sekreterini kovmuştu ve bütün eşyalarını camdan atmıştı, anahtarlarını bile. Open Subtitles طرد سكرتيرة ورمى أشيائها من النافذة ومن ضمن الأشياء مفتاحها
    Kadın, bir sinir krizi anında kendini denize atmıştı. Open Subtitles عندما , فى غفوة سابقة لها ألقت بنفسها فى الخليج
    Sonra zombi kimya öğretmeninin yüzüne asit atmıştı. Open Subtitles ومن ثم رمى الحامض على وجه معلم الكيمياء الزومبي
    Büyük metal dişli dev adam James Bond camdan fırlatıp atmıştı. Open Subtitles أسنان معدنية كبيرة، الرجل الضخم؟ جيمس بوند رمى بكل بساطة له من خلال نافذة،
    Biliyor musunuz, bir keresinde kuzenlerimden biri aşkı için kendini hızla giden bir trenin önüne atmıştı. Open Subtitles تعرف، كان عندي إبن عم رمى نفسه مرّة... أمام قطار مسرع بإسم الحبّ.
    Tüm o fotoğraf ve günlükleri gerçekten atmıştı. Open Subtitles هوا حقا رمى كل الصور واليوميات
    Brogan Kai'e taşı kim atmıştı? Open Subtitles من الذي رمى الحجارة على بروغان كاي؟
    İlk ikisini çöp gibi atmıştı. Open Subtitles لقد رمى أول صبيين مثل القمامة
    Zarno'ya atmıştı. Open Subtitles رماها على زارنو
    Daha doğrusu atmıştı. Open Subtitles حسنا، أنا أقول "أعطى" لكنه "رماها"
    - Tom pencereden atmıştı. Open Subtitles .توم)، رماها من النافذة)
    Daha önce bir kez daha atmıştı. Open Subtitles لقد سبق و أن رمته من قبل
    Caroline onu görmek istemediği için atmıştı. Open Subtitles (كارولاين) رمته هنا لأنها لا تريد رؤيته مجدداً.
    İkinizin tanıştığı zamanı hatırlıyorum da sırılsıklam eve gelip kendini yatağa atmıştı. Open Subtitles أتذكر عندما تقابلتم أول مرة جاء وهو مبتل من المطر ورمى نفسه على السرير
    En son gittiğimde, bir bardağa tükürüp üstüme atmıştı. Open Subtitles اخر مره ذهبت ال هناك بصق في كأس ورمى به علي
    Bay Mac'in penceresine top atmıştı. Open Subtitles لقد ألقت كرة قدم على نافذة السيد " ماكس " الأمامية
    İki tanesi bana silah doğrultmuştu. Diğeri beni aylakların üzerine atmıştı. Open Subtitles غريبان حاولا استدراجي، وشخص ألقى بيّعلىسائروالأخير...
    Merdivenlerden aşağı atmıştı. Open Subtitles لقد رماه من أعلى السلم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more