Eğer cesedi atmak için çöle gidiyorsan, neden yoldan görünmeyeceğin bir yere gitmiyorsun? | Open Subtitles | ان كان بإمكانك أن تذهب للصحراء لرمي جثة لم لا تذهبي لمكان أبعد بحيث لا يمكن أن تتم مشاهدتك من الطريق. |
O gösterişçi haspayı parmaklıklar arkasına atmak için tek şansımızdı ve sen geri teptin. | Open Subtitles | كانت فرصتنا الوحيدة لرمي تلك الفتاة الكندية خلف القضبان، لكنك أفسدتها |
O şeyi vücudundan atmak için bol bol su içmeye çalış. | Open Subtitles | حاول أن تشرب الكثير من الماء لطرد هذا القرف منك |
Bu komünist piçi atmak için süper bir nokta. | Open Subtitles | هنا المكان المثالى للتخلص من تلك القذاره الشيوعيه |
Polisleri aradım ve sonra şöyle bir göz atmak için kapıya gittim. | Open Subtitles | اتصلت برجال الشرطة ومن ثم ذهبت لإلقاء نظرة خاطفة من خلال الباب |
Şey tişörtünün üstündeki kirleri zımparalıyorum, çoraplarını ve iç çamaşırlarını çamaşır makinesine atmak için mücadele veriyorum, sanırım bu işten çok daha fazla bir macera olarak tanımlanabilir. | Open Subtitles | حسناً، أقوم بسنفرة قمصانك لإزالة البقع منها و أُحارب جواربك و ملابسك التحتيّة لأضعها في الغسالة |
Whitman Price'ı öldürecek kadar sert bir yumruk atmak için. | Open Subtitles | لرمي لكمة من الصعب بما يكفي لقتل ويتمان الأسعار. |
Tam öngördüğün gibi oldu, cesetleri atmak için yeni bir yer buldu. | Open Subtitles | وكان ما توقعت تماما وجد مكانا جديدا لرمي الجثث |
Eğer cesedi atmak için çöle gidiyorsan, neden yoldan görünmeyeceğin bir yere gitmiyorsun? | Open Subtitles | ان كان بإمكانك أن تذهب للصحراء لرمي جثة لم لا تذهبي لمكان أبعد بحيث لا يمكن أن تتم مشاهدتك من الطريق. |
Çöplerimi atmak için daha güvenli bir yer buldum. | Open Subtitles | "وجدتُ مكاناً أجدَّ وأكثر أمناً لرمي قمامتي" |
Tembe, kendini öne atmak için uçuyor. Aynı zamanda kocasının da iyi bir fırsatı olduğunu biliyor. Fakat bu flört müsabakası, kadının seçtiği, erkeğin süslendiği tarzdan. | Open Subtitles | تيمبي مُستعدة لرمي نفسها ولكنَّها تعلم أيضاً أنَّ زوجها صيدٌ كبيرٌ أيضا ً لكن,بالنسبةلِسباقالمُغازلةهذا، فإنَّ المرأة هي من تختار |
Ceset atmak için iyi bir uçurum burası. | Open Subtitles | إنّه مكانٌ مناسب لرمي الجثة فيه |
Mesele, daha kötü olmadan onların tekmeyi atmak için askere ihtiyaç duymaları. | Open Subtitles | المقصود انه يجب مساعدتهم لطرد هاؤولاء الجنود قبل تطور الامور |
Fanatik düşmanı bu üsten atmak için binlerce Amerikalı hayatını feda etti. | Open Subtitles | الاف "الامريكان" اما جرحوا او ضحوا بحياتهم لطرد عدو شرس من هذه القاعده |
Cesedi atmak için Crater Gölü'ne gitmişler. | Open Subtitles | ثم قادوا في اتجاه البحيرة للتخلص من الجثة |
Basit bir ilanla bu klasik araba hastası adamlar klasik bir karbüratöre göz atmak için akın edecek. | Open Subtitles | إعلان واحد بسيط، أصحاب السيّارات النادرة هؤلاء سيتزاحمون على أيّ مكان لإلقاء نظرة على مُكربن قديم. |
Rahatlamak ve stres atmak için zaman. | Open Subtitles | حان الوقت لإزالة الضغط والتوتر لوحديّ. |
Bunu geçide atmak için epey yaklaşmam gerekecek. | Open Subtitles | لا يزال علينا أن نقترب بما يكفي لرميه في البوّابة. |
Ve arkada da abur cubur ve ıvır zıvırlar için ya da diğer yarışmacıların tekerlerine atmak için raptiye koyacağın sepetin var. | Open Subtitles | و هناك سلة بالخلف لأجل الخردوات او الأطعمة الخفيفة او دبابيس صغيرة لترميها تحت عجلات منافسيك |
-Tatlım, sırf bir adamı dairemden atmak için bile yapardım. | Open Subtitles | عزيزي, استطيع تفجير شاب فقط لإخراجه من شقتي. |
Belki de yatağa atmak için numara. | Open Subtitles | ربما هو حيلة ذكية للحصول على لي في السرير. |
Hepsini hava kilidinden atmak için hâlâ geç kalmış sayılmayız. | Open Subtitles | لم يتأخر الوقت لإلقائهم عبر منفذ الإطلاق |
Saygılı davranıp bir hafta beklerim, ondan sonra yatağa atmak için harekete geçerim. | Open Subtitles | أتعرف ، لآنى أحترمك ... سأمنحك أسبوع أخر ثم سأحاول بكل الطرق الممكنة أن أضاجعها |