MM: Dijital içeriğin bir başka fiziksel bir şey ile birleştirilmesi aura olarak isimlendiriliyor ve konuşma boyunca bu terimi kullanacağım. | TED | م.م. : وربط المحتوى الرقمي بشيءٍ ما محسوس هو مانطلق عليه aura أو الهالة ، و سأستخدم هذا المصطلح أثناء حديثي. |
Ve burada aura'sı olan bir hasta görüyoruz ve hasta aura'dan sonra her zaman baş ağrısı çekiyor hem de ciddi bir baş ağrısı çekiyor. | TED | وهنا واحد من المرضى الذين لديهم هالة ودائما لديه صداع سيء ، بعد الهالة. |
Ne var ki aura'ya seni öldürmeyeceğime dair yemin ettim... | Open Subtitles | بسبب وعدى إلى اورا أقسم باربور أنى لنْ أقْتلك |
Bedendeki aura akışının yarattığı his kişiden kişiye göre değişir. | Open Subtitles | الإحساس بتدفّق هالة الطاقة عبر الجسد مختلف بين شخص وآخر. |
Bilmek istediğim, aura'm neden renk değiştiriyor? | Open Subtitles | حسناً ما اريد معرفته لم هالتي تغير لونها |
Seninki kadar güçlü bir aura birden ortadan kaybolduğunda pek çoğumuz alarm durumuna geçeriz. | Open Subtitles | حين تختفي طاقة في مثل قوّتة طاقتكَ فجأة فإن ذلك يستثير إنتباه معطمنا. |
20 dakika sonra aura'da buluşacaktık. Acele etsen iyi olur. | Open Subtitles | ينبغي أنا أقابله في "أورا" خلال 20 دقيقة، يستحسن أن تسرعي. |
ve tanrıya şükür ki nöroloji uzmanımız başarıyor ve bu durum ortadaki resimde görülüyor, aura'nın yarısı kısa bir manyetik sinyal ile ortadan kaldırıldı. | TED | و فعلا، قام طبيب الأعصاب بمحوها، و هذا في الصورة الوسطى، نصف الهالة مُحيت بواسطة نبضات مغناطيسية قصيرة. |
aura falına bakıp kristal terapi yapan bir salağa gitme sakın. | Open Subtitles | وليس أحمق ما يقرأ الهالة المحيطة بكِ ويعالجك بالبلور |
Sanki...bir aura gibiydi, onu koruyan bir şey gibi. | Open Subtitles | ،كان مثل.. كان مثل الهالة مثل شيء يحميها |
- Prens Barin. Prenses aura senin ihanetini ihbar etti. | Open Subtitles | الأميرة اورا ورّطتْك فى تهمة الخيانة العظمى |
Yapma aura. Zevklerin çok tehlikeli. Kabul edemem. | Open Subtitles | حقا اورا ان شهواتك خطرة جدا انا ارفض |
aura, düğünümden sonra Frigia'ya sürülecek. | Open Subtitles | اورا ستنفى إلى فريجيا بعد زفافي |
Vücudunun etrafındaki aura çok güçsüz olsaydı tampon görevi göremez ve üçü de top sayesinde ağır yaralanırdı. | Open Subtitles | "لو كانت هالة الطاقة حول جسده واهنة، لفشل في دوره لامتصاص الصدمة" "ولأُحيق ثلاثتهم بإصابة بليغة من صدمة الكرة" |
Bu ne menem bir şeytani aura? | Open Subtitles | ما هالة الطاقة الشريرة تلك؟ |
Doktorum dedi ki hamile kalamamamın sebebi aura'mın jinekologumun instagramından daha pis olmasıymış. | Open Subtitles | تعرفون , معالجي يقول السبب في أني غير قادرة على الإنجاب هو لأن هالتي أقذر من |
Ne kadar da şok edici bir tahmin. Sana bunu aura'm mı söyledi? | Open Subtitles | يا لها من بصيره هل قالت لكِ هالتي ذلك؟ |
Ek olarak yerdeki on üç kartı da aura ile yapıştırıp sol eline iliştirmiştin. | Open Subtitles | "وكذلك وثقت طاقتكَ بالـ13 بطاقة اللائى كُن على الأرض، وأمسكت الأطراف بذراعك الأيسر" |
Özenle hazırladığın planın tıkır tıkır yürüdüğünü teyit ettikten sonra sol elinden bir aura şeridi saldın. | Open Subtitles | "بعدما تأكدت أن خطتكَ تسري جيّدًا، مددتَ مجرى طاقتكَ من يدكَ اليسرى" |
- aura'nın da buzdolaplarını taşımak için yardıma ihtiyacı var. | Open Subtitles | و(أورا) يحتاج إلي مُساعدة لتحريك المبرّدات لا تهتمّي بذلك |
Jane'in sol ayak bileğinin arkasında aura dövmesi var. | Open Subtitles | (لذا ، تمتلك (جين) وشم (أورا على خلفية كاحلها الأيسر |
Hancı insanları tekrar yoluna sokmak için onların aura'sını okuyor. | Open Subtitles | المضيف يقرأ هالات الناس. |
10 kat güçlü olduğunu varsaysak... 700 bin aura ile iflas bayrağını çekmesi ne kadar vakit alır? | Open Subtitles | فرضًا بأنّه أقوى 10 مرّات، فإن هالة طاقته تُقدّر بـ 700 ألف وحدة. كم سيستغرق ريثما يُفلس؟ |
Gün batımından hemen sonra, açık bir semaya rağmen erken bir aura görüntüsü yok. | Open Subtitles | بعد وقت قصير من الغسق ، وعلى الرغم من سماء صافية ، وليس هناك في وقت مبكر الأداء من الشفق. |