"aurasını" - Translation from Turkish to Arabic

    • هالة طاقته
        
    • هالتها
        
    • هالته
        
    Kimse aurasını okuyarak bir sonraki saldırısını tahmin edemez. Open Subtitles لا يمكن لأحد توقّع هجومه المقبل بمطالعة هالة طاقته.
    aurasını elinde topladı. İnanılmaz bir potansiyeli var. Open Subtitles ،ركّز هالة طاقته في يده" "إنّ لديه طاقة كامنة مهولة
    İkisinin arasında kalıp tampon görevi görerek aurasını hem savunma hem de saldırı için dengeliyordu. Open Subtitles "إذ كان بينهما ولعب دوريّ وسادة امتصاص الصدمة وركيزة الثبات" "حيث وازن هالة طاقته بين الهجوم والدّفاع"
    Onun- - Bilemiyorum, enerjisini, aurasını, her neyse. Open Subtitles لا أدري ، أهي طاقتها أو هالتها أياً كان
    İki canlının Hades'in engellerinden geçebilmesi için aurasını genişletebilirim. Open Subtitles {\pos(190,210)}سأمدّد هالتها إنْ جاز التعبير بحيث يمكن لشخصَين حيَّين دخول حواجز (هاديس)
    Peki Yeraltı Dünyası'nın Tanrısı'yla yüzleşebilmemiz için bize aurasını ödünç verecek yardımsever bir ölüyü nasıl bulacağız? Open Subtitles حسناً، كيف نحصل على شخص ميت مفيد نستعير هالته لمواجهة إله العالَم السفليّ بنفسه؟
    Gon, topu tutmak için aurasını ellerinde topladı. Open Subtitles "جون) ركّز هالة طاقته) على يديه للإمساك بالكرة"
    Pouf'un Ruhani Mesajı rakibinin etrafını pullarla sararak aurasını donuklaştırarak ruh halinin anlaşılmasını sağlıyordu. Open Subtitles "رسالة (بوف) الروحانيّة..." "تحيط الخصم بقشور جناح، وتجعل هالة طاقته بليدة" "بما يسمح لـ (بوف) بتحسس حالة خصمه العقليّة"
    Hisoka, aurasını elastik bir madde kıvamına getirebiliyordu. Bu, Dönüştürücü becerisinin eseridir. Open Subtitles غيّر "هيسوكا" هالته لتغدو مطّاطيّة، وهذه هي قدرة "التحوُّل".
    aurasını görebiliyorum. Open Subtitles بوسعي أن أرى هالته
    aurasını kontrol etmek için. Open Subtitles -أنت تعرف، لأتحقق من هالته .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more