Pekâlâ, şu paletleri boşaltıp minibüsü Avocet'e geri götürelim. | Open Subtitles | حسنٌ، فلننزل حمّالات السلع هذه ونرجع هذه السياره لـ(افاسات). |
Avocet'te silahlı adamlar, elektrikli tel ve her katta güvenlik kameraları var. | Open Subtitles | لدى الـ(افاسات) حراسٌ مسلحون، أسوارٌ كهربائيه كاميرات مراقبة في كل طابق. |
Burada olduğuna göre Avocet'teki o kadın için çalışıyorsun. | Open Subtitles | إن أتيت هنا، فأنت تعمل لمصلحة العجوز في (افاسات). |
Tedaviyi bulan doktor tüm ekipmanları ile birlikte Avocet'te tutsak durumda. | Open Subtitles | الطبيبة التي اخترعته محتجزة في (أفاسات) مع الوسائل التي تحتاجها لعمل الكثير منه |
Fabrikaya 2 düzine adamını gönderse bile Avocet'i öyle cepheden saldırıp alamazsın. | Open Subtitles | حتى إذا أرسلت بعض الرجال إلى المصنع، (لن تستطيع أخذ (أفاسات بهجوم من الأمام |
Bu gece Avocet'i ele geçiriyoruz | Open Subtitles | سوف نستحل (أفاسات) الليلة |
Teşekkürler. Avocet'e hoş geldiniz. | Open Subtitles | شكرا لكم مرحبا بكم في افاسات |
Teşekkürler. Avocet'e hoş geldiniz. | Open Subtitles | شكرا لك مرحبا بك في افاسات |
Avocet'e hoş geldiniz. | Open Subtitles | (مرحبا بكم في (افاسات |
Avocet ve gemimdeki adamları da dahil. | Open Subtitles | من (أفاسات) و سفينتي |
Avocet'in bodrumu tam üzerimizde. | Open Subtitles | (سرداب (أفاسات أعلانا تماماً |