"avucumun" - Translation from Turkish to Arabic

• كف يدي
• راحة يدي
• ما يدي فيه

Saatlerdir pratik yapıyorum ve bu araziyi avucumun içi kadar iyi bilirim.
و أنا أعلم أن هؤلاء الخضراويين محصورون في كف يدي

Yani, avucumun içine almıştım ama sonra gitti.
اعني, لقد حصلت عليه, في كف يدي و فجأة, فقدته اتفهم ما اقوله؟

Bu büyük şehir..avucumun içinde.
هذه المدينة العملاقة.. في كف يدي.

Sevdiğim bir kocam beni heyecanlandıran bir işim vardı ve hayalini kurduğum her şey avucumun içindeyken bu oldu.
كان لدي زوج أحببته عمل تحداني و غمرني بالسعادة و بينما كل شيء حلمت به كان في راحة يدي

Bu bataklığı lanet olası avucumun içi gibi bilirim.
إنني أعرف هذا المستنقع كما أعرف راحة يدي اللعينة

Sekizgen bir şekil, avucumun içi kadar. Bana yerini söyle!
شكلها ثماني بحجم راحة يدي أخبرني بمكانها

Evet, hâlâ da aşırıp, avucumun içine saklıyorum.
نعم ، أنا لا ازال بين الحين والآخر للحفاظ على ، نوعا ما يدي فيه.

Evet, hâlâ da aşırıp, avucumun içine saklıyorum.
نعم ، أنا لا ازال بين الحين والآخر للحفاظ على ، نوعا ما يدي فيه

Sokakları avucumun içi gibi biliyorum.
أنا أعرف هذه الشوارع مثل كف يدي

Ben burayı avucumun içi gibi bilirim.
اعرف هذا المكان مثل كف يدي

-Buraları avucumun içi gibi biliyorum. -Nasıl?
أعرف تلك الغابات مثل كف يدي - كيف؟

avucumun içine sığabilecek kadar küçük.
أنه يمكن أن يصلح في كف يدي.

Az önce avucumun içine kolum kadar bir kıymık battı. - Önemli değil.
لقد جرحت راحة يدي بقطعة حادة بطول ذراعي، لكنني بخير

Kaderim ve etrafımdaki dünyanın kaderi avucumun içinde.
مصيري ومصير العالم حولي في راحة يدي

Seni avucumun içi kadar iyi tanıyorum.
أنّي أعرفك كما أعرف راحة يدي.

Pili tam burada, avucumun içinde.
‫لقد حصلت على (بيلي) هنا ‫في راحة يدي.