Ancak işleri gerektiği gibi toparlayamazsan tek sahip olacağın, ayağının altında ne yapacağını bilemediğin bir petrol deryası olur. | Open Subtitles | ولكن إن لم تتمكّن من تحقيق ذلك فسيكون لديك محيط نفط تحت قدميك دون مكان لنقله |
Baltimore sokaklarında, ayağının altında boş ilaç şişesi kırmadan yürüyemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك السير في شوارع (بالتيمور) من دون أن تطقطق هذه القذارة تحت قدميك |
Ama ayağının altında bir tuzak kapısı var! | Open Subtitles | لكن هناك باب فخ تحت قدميك |
Ama o muz kabuğu hala duruyor. Bir yerde, birinin ayağının altında. | Open Subtitles | و لكن قشرة الموزة لا زالت موجودة فى مكان ما تحت قدم أحد ما |
Masanın ayağının altında kapana kısılmışken seni daha çok seviyordum. | Open Subtitles | أعجبتني أكثر عندمـا كنت عالقا تحت قدم الطاولة. |
ayağının altında! | Open Subtitles | تحت قدمك! |
ayağının altında! | Open Subtitles | تحت قدمك! |
ayağının altında. | Open Subtitles | تحت قدميك |