"ayakkabılarına" - Translation from Turkish to Arabic

• حذائك
• أحذية
• الأحذية
• حذائها
• حذائه
• الاحذية
• حذاءه
• أحذيتها
• أحذيتهم
• بحذائك
• لحذائك
• لحذائها
• على الحذاء
• وحذائها
• للأحذية

Ben orada dikilip... enayi gibi ağlarken... ayakkabılarına kan dolacak ve öleceksin.
و سأقف هناك و ابكي كالحمقاء وانت تموت والدم يلوث حذائك

Kan, ufak beyaz spor ayakkabılarına bulaştı mı?
هل أي منها وصل إلى حذائك الأبيض الصغير؟ ابن العاهرة.

Ama ben yapınca insanların ayakkabılarına çok dikkat eden tuhaf çocuk oluyorum.
لو فعلتها أنا، سأكون غريب الأطوار الذي يحدق كثيرًا في أحذية الناس

Messier kadın ayakkabılarına bakarken biraz zaman geçirelim bari.
سنأخذ استراحة حتى يشاهد ميسير أحد الأحذية النسائية المعروضة

ayakkabılarına bakın. Mor renkli bir ayakkabı giymişti.
الحذاء, الحذاء, إبحثن عن حذائها إنها ترتدي حذاء بنفسجي اللون

Geçen gün, ayakkabılarına baktığımda... öyle kötü kokuyorlardı ki, onun için üzüldüm.
عندما رأيت حذائه بالمرة الماضية كانت رائحته كريهة جدا فشعرت نحوه بالأسى

Yani, kıyafetlerine bak, ve kocaman ayakkabılarına.
انا اعنى انظر لهذه الملابس وتلك الاحذية العظيمة الملعونة

Tabii. Gelecek hafta da burada ayakkabılarına bakıyor olacaksın
بالتأكيد، ستظلين هنا للأسبوع المقبل وأنتِ تحدقين فى حذائك

Hayır, ayakkabılarına bakıyorsun. Yukarıya bak. Göz teması kur.
أنت تنظر إلى حذائك عليك النظر للاعلى والنظر بالعيون

Bazıları da yeni İtalyan ayakkabılarına alışmaya çalışıyor..
ربّما تحاول أن تليّن نعل حذائك الإيطالي الجديد

Hastanın biri ayakkabılarına kusarsa çoğunu mu temizlersin?
عندما يتقيأ المريض على حذائك أتنظف معظمه أم كله؟

ayakkabılarına falan bir bak, şimdilerde onu internette satabilirsin.
تفحص في حذائك يا إبني لأنه يمكنك بيع هذا الرمل على الإنترنت

Yani artık ayakkabı üreticileri yoktu, insanların ayakkabılarına taban çakanlar vardı.
حيث لم يعد هناك صناع أحذية، ولكن الآن هناك بعض الناس تبطن أحذية الناس.

Farketmiştik ki insanlar bovlinge geldiklerinde cüzdanlarını ve diğer değerli eşyalarını ayakkabılarına koyuyorlardı.
اكتشفنا أنّ الناس أثناء لعب البولنغ يخبئون محافظهم وأشياء أخرى رائعة داخل أحذية الشارع

Bu güzel oldu. O ayakkabılarına her şey uyar.
هذا يبدو رائعاً ، كُل شيء مُتناسق مع هذه الأحذية.

Önce masasına sonra kucağına sonra ayakkabılarına sanırım İtalyan markaydı.
مرة فرق مكتبها مرة في حضنها ومرة على حذائها الذي بدا ايطالي الصنع

ayakkabılarına kan sıçramasın diye ayaklarına uygun bot bulmalıyız ve belki de bir yağmurluk.
ربما يجب أن نلبس جزمات لكي لا تتلطخ هذه الاحذية بالدم و ربما خوذة

Belki ayakkabılarına biraz makarna yapıştırabilirim.
ربما يمكنني لصق بعض المعكرونة في حذاءه

Aslında, Claudia Miller sırt çantası taşıyabilir, çirkin ayakkabılarına da yakışır hem.
في الواقع، كلوديا ميلر قد تملك حقيبة ظهر كي يتماشى مع أحذيتها القبيحة

BayıIırlar buna. Ben ise onlara çiçek alıp ayakkabılarına iltifat ediyordum.
و أنا كنت أضيع وقتى فى شراء الزهور و مدح أحذيتهم

- ayakkabılarına bulaşıp gelmiş olmalı.
لابد انها قد إلتصقت بحذائك عند مغادرتك المكان عقب موتها.

ayakkabılarına ne yaptığını hatırlıyorum sanırım bu onun bir sonraki mantıklı adımı.
حسناً، أذكر ماذا فعل لحذائك لذلك أظن أن تلك هي الحركة المنطقية المقبلة

Eve gittiğinde adını söylemeden önce ayakkabılarına bak. Onun gözlerinin içine bakma.
انظر لحذائها قبل أن تناديك، إياك والنظر في عينيها

Tavsiyene uyup ayakkabılarına iltifat ettim. Sadece bunun üzerine bir 15 dakika konuştuk.
سمعت بنصيحتك، جاملتها على الحذاء كان هذا ربع ساعة من الحديث

Sana bir kaç en iyi arkadaş tavsiyesi vereyim. Onun saçlarına ve ayakkabılarına iltifat et. Onun köpeği seni ısırsa bile çok fazla dert etme ve...
أبدي إعجابك بشعرها وحذائها ولو عضك كلبها لا تبالغي في الموضوع

Tenis ayakkabılarına biraz olsun bulamıyorsun değil mi, adamım?
لقد كنت خفيفاً في لبسك للأحذية الرياضية ، حقاً يازميلي ؟