| Tanıştığımda Ayakkabında beyaz bir şey vardı. | Open Subtitles | عندما قابلتك، كان هناك مادة بيضاء على حذائك وحسبت انه طين |
| Tanıştığımda Ayakkabında beyaz bir şey vardı. | Open Subtitles | عندما قابلتك، كان هناك مادة بيضاء على حذائك وحسبت انه طين |
| Bir şey olmayacağını söyler ama inan bana günü Ayakkabında börek kusmuğuyla tamamlarsın. | Open Subtitles | سيخبركِ أنه قادر على تحملها لكنه سيتقيأ كل الطعام على حذائك |
| Şunun gibi, "Hey, Charlie, ...Ayakkabında biraz kusmuk var," | Open Subtitles | مثل " مرحباً يا تشارلي لديك بعض القيئ على حذائك ." |
| Ayakkabında kan var. | Open Subtitles | يوجد دم على حذائك |
| - Ayakkabında kertenkele spreyi var. | Open Subtitles | إستعملت رذاذ "الوزغ" على حذائك |
| Ayakkabında kö-kö-köpek pisliği var. | Open Subtitles | ثمة فضلات كلب على حذائك |