"ayarladı" - Translation from Turkish to Arabic

    • رتب
        
    • رتبت
        
    • دبر
        
    • جهز
        
    • رتّب
        
    • بترتيب
        
    • بإعداد
        
    • دعا
        
    • نظم
        
    • نظّم
        
    • حدد
        
    • رتّبت
        
    • الترتيبات
        
    • دبّر
        
    • دبرت
        
    Philip'le Harvich'in arka kapısında buluşacağız eski dostumuz Friar Benedict her şeyi ayarladı. Open Subtitles نحن سنقابل فيليب في الخلف باب هارويتش راهب بنيديكت صديقي القديم رتب كل
    Warrick hükümetinin üst düzey yöneticileri ile bazı görüşmeler ayarladı. Open Subtitles وارك , رتب لنا بعض اللقائات مع كبار أعضاء حكومته
    Krauss kendisi ve diğerleri için iade edilmeleri zor bir yer olan Buenos Aires'e denizaltıyla güvenli geçiş ayarladı. Open Subtitles رتبت لمرور آمن من نفسه، كراوس، وغيرها إلى بوينس آيرس بواسطة غواصة، حيث أنها ستكون في مأمن من التسليم.
    İpoteği o ayarladı ve yaklaşık bir yıl önce kiraya vermemi sağladı. Open Subtitles لقد دبر لي أمر الرهن و تأجير البيت الريفي منذ عام مضى
    Leslie, karaokeyi sevdiğimi bildiği için koca bir karaoke gecesi ayarladı. Open Subtitles ليزلي جهز ليلة كاملة من الكاريوكي لأنه يعلم أني أحب الكاريوكي
    Near. 3 gün sonrası için bir buluşma ayarladı. Open Subtitles نير. لقد رتّب لنا أن نتقابل بعد ثلاثة أيام
    Babası hayatı boyunca düğün ayarladı ama o bir tanesini bile yapamadı. Open Subtitles والده رتب الزيجات طوال حياته. لكنه لم يستطع ترتيب أمر زيجة واحدة..
    Dediğim gibi, Avrupalı ajansım ayarladı. Open Subtitles كما أخبرتكم مدير أعمالى فى أوروبا رتب ذلك
    Evet, Joey bebeğinin doğumunu 50lerdeki bir filmde ayarladı. Open Subtitles جوي رتب اموره للحصول على الطفل من فلم في الخمسينيات
    - Çok eğlenceliydi. - Aslında Penny ayarladı. Open Subtitles لقد كان ممتع كثيرا بينى التى رتبت كل ذلك
    Biliyorum kolay olmayacak ama yayıncım yarın Oprah Winfrey şovu için evde çekim ayarladı. Open Subtitles الآن أنا أعرف ذلك سيصبح مجهوداً كبيراً شركة النشر رتبت لمعرض للتسجيل فى بيتنا غدا
    Sana Gabriel Hewitt ile bir görüşme ayarladı, ve onun konuşma konularını yalanlayabilmelisin. Open Subtitles لقد رتبت لك لقاء مع جابريل هيويت فى وقت لاحق اليوم ولابد ان تكون قادر لرفض
    İpoteği o ayarladı ve yaklaşık bir yıl önce kiraya vermemi sağladı. Open Subtitles لقد دبر لي أمر الرهن و تأجير البيت الريفي منذ عام مضى
    Sokaklara haber salmış, o hapis firarını Kleinfeld ayarladı... sonra da babasıyla kardeşini öldürdü diye. Open Subtitles سرت اشاعات ان ديفيد كلاينفيلد هو من دبر عملية الهروب ثم قتل أبوه وأخوه
    16 olur olmaz bana bir ehliyeti ayarladı. Open Subtitles جهز لي إختبار سياقتي الأولى يوم أصبح عمري 16 سنة
    - Öyle, ve bize idarecisi ile bir görüşme ayarladı. Open Subtitles . إنّها كذلك، وقد رتّب لنا لقاء مع المشرف
    Diğer çiftlerle tanışmamız için geçici fotoğraf stüdyolarında toplantılar ayarladı. TED قام بترتيب لقاءات مع الأزواج الآخرين في الأستديو المؤقت خاصتهم.
    Anubis, güvenlik sistemine girdi. Ardışık zamanlanmış komutlar ayarladı. Open Subtitles أنوبيس دخل إلى النظام الإمني قام بإعداد سلسلة من الأوامر المؤقته
    Buluşmayı kendi ayarladı. Muhtemelen orada olacaktır. Open Subtitles حسنا ، لقد دعا للاجتماع افترض انه سيكون هناك
    Babam ayarladı. İsviçre'de Noel. Open Subtitles لقد نظم والدي لي هذه الرحلة إلى سويسرا لقضاء عطلة عيد الميلاد
    Bu çiftliği O ayarladı. Evsizdik! Open Subtitles لقد نظّم هذه المزرعة لنا، لم يكن لنا بيت
    Babacık, gelecek hafta için benim nişanımı ayarladı. Open Subtitles أبى حدد موعد الخطوبة فى الإسبوع القادم.
    Hayır, dövüşü ayarladı, bir gurup gangster senin üzerinden para kazanacak. Open Subtitles كلا .. لقد رتّبت ذلك مع مجموعة من المجرمين حتى يحصلوا على الكثير من المال بسببك
    Annen her şeyi ayarladı. İşte bu kadar! İtiraz istemiyorum. Open Subtitles أجرت أمك الترتيبات انتهى الامر , لا نقاش فيه
    Benim gelecekteki halim bu buluşmayı ayarladı, değil mi? Open Subtitles هذه النسخة المستقبليّة عنّي... هو من دبّر هذا اللقاء، صحيح؟
    Estelle benim için yarına bir sürü seçme ayarladı. Open Subtitles قصدت (أستيل) وقد دبرت لي عدداً من تجارب الأداء غداً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more