"aydınlatacak" - Translation from Turkish to Arabic

    • العملة
        
    • تضيء
        
    • لإنارة
        
    • لإضاءة
        
    • لتنير
        
    • لتضيء
        
    • تسلط الضوء
        
    • أبهج
        
    • الظلّ
        
    • سوف يضئ
        
    Apaydınlık bir ışık huzmesi merhametsizce daima aydınlatacak gölgeleri... Open Subtitles "الظلّ يزيد حلكة بينما يزيد الضوء بهاءً، *وكأنّهما وجهان لذات العملة
    Apaydınlık bir ışık huzmesi merhametsizce daima aydınlatacak gölgeleri... Open Subtitles "الظلّ يزيد حلكة بينما يزيد الضوء بهاءً، *وكأنّهما وجهان لذات العملة
    Bir göktaşıydı, güneşin soluğundan çıkmış Mantua yolunu senin için aydınlatacak bir meşaleydi. Open Subtitles أنه نيزك والشمس زفرت لوارسلته اليك لكي تصبح حامل الشعلة لكي تضيء لك في الطريق إلى مانتوا
    Hangi şehirde yaşarsanız yaşayın, vücudunuzda tüm şehri yaklaşık bir hafta aydınlatacak kadar potansiyel enerji var! Open Subtitles لا تهمني أي مدينة تسكن فيها ـ لديك الطاقة الكافية في جسدك، استعدادا، ـ لإنارة كامل المدينة لمدة أسبوع تقريبا
    Hüküm giyerse, bedenine Birmingham'ı aydınlatacak kadar elektrik vereceğiz. Open Subtitles أما إذا تمت إدانته، فستسري خلاله كهرباء كافيه لإضاءة مدينة برمنغهام
    Aslında bu odada şehri aydınlatacak kadar beyin gücümüz var! Open Subtitles في هذه الغرفة لدينا مايكفي من القدرات العقلية لتنير قرية بأكملها
    "Yatağını aydınlatacak bir mum, başını kesecek bir balta." Open Subtitles "ها هي شمعة لتضيء لك طريقك للنوم" " ها هو ساطور ليقطع رأسك"
    Polis hala ormanda öldürülen avcı cinayetini aydınlatacak ipuçlarını arıyor... Open Subtitles ماتزال الشرطة تبحث عن أدلة التي قد تسلط الضوء على قاتل ... الصياد الذي وجد في الغابة
    Senin varlığın kesinlikle bu geceyi aydınlatacak. Open Subtitles حضورك بالتأكيد أبهج هذا المساء
    Apaydınlık bir ışık huzmesi merhametsizce daima aydınlatacak gölgeleri... Open Subtitles "الظلّ يزيد حلكة بينما يزيد الضوء بهاءً، *وكأنّهما وجهان لذات العملة
    Apaydınlık bir ışık huzmesi merhametsizce daima aydınlatacak gölgeleri... Open Subtitles "الظلّ يزيد حلكة بينما يزيد الضوء بهاءً، *وكأنّهما وجهان لذات العملة
    Apaydınlık bir ışık huzmesi merhametsizce daima aydınlatacak gölgeleri... Open Subtitles "الظلّ يزيد حلكة بينما يزيد الضوء بهاءً، *وكأنّهما وجهان لذات العملة
    Yolda bulduğum hayvanlar duyular dünyasını aydınlatacak. Open Subtitles انها الحيوانات التي سوف اجدها على الطريق التي من شأنها أن تضيء عالم الحواس،
    Ay yükselip güneş battığında ateş göğü aydınlatacak. Open Subtitles كما يرتفع القمر , و تسقط الشمس النار سوف تضيء السماء
    Bir odayı aydınlatacak gülümsemen var. Open Subtitles لديكِ أبتسامة تضيء الغرفة
    Herhangi bir bozulma yaşanmadan vajinal boşluğu aydınlatacak seviyede ışıklandırılmış kamera merceğiyle işe başladık. Open Subtitles بدأنا بعدسة كاميرا بسيطة وما يكفي من الضـــــوء لإنارة التجويف المهبلي من دون تشويه.
    Chicago'yu aydınlatacak kadar hem de. Open Subtitles لإنارة "شيكاغو"
    İşte karşınızda, geleceğimizi aydınlatacak elektrikli sıvının gizemli gücü! Open Subtitles والآن شاهدوا طاقة القوة الغامضة للسيال الكهربائي لإضاءة مستقبلنا.
    Başbüyücü tarafından atanacak, Arayıcı'nın elinde Gözyaşı Taşı'nın ve dünyanın kurtuluşunun yolunu aydınlatacak. Open Subtitles -بوصلة . بيديّالباحث،سميّتمنقبلعرّافمنالمرتبة، الأولى ، لتنير و توضح طريقكَ لـ"حجر الصدّع".
    Yolunu aydınlatacak hiç yıldız yoktu. Open Subtitles لم يكن هنالك أي نجوم لتضيء طريقه
    Weckler'ın kızını takip edelim, bakalım konuyu aydınlatacak mı? Open Subtitles (لنقم بتعقب مكان ابنة (واكلر لعلها تسلط الضوء على أمر ما
    Varlığın kesinlikle bu daveti aydınlatacak. Open Subtitles حضورك بالتأكيد أبهج هذا المساء
    90 dakika içinde bir kutsal ateş sütunu... gökleri aydınlatacak... ve gerçeği söylediğimizi... bütün dünyaya gösterecek. Open Subtitles خلال 90 دقيقه ...عامود من النيران المقدسه سوف يضئ السماء ...ليرى العالم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more