Aynı hesaptan, neredeyse aynı anda iki ayrı harcama yapılmış. | Open Subtitles | واللذان أجريا عملية شراء بنفس الحساب في نفس الوقت تقريباً |
Hiçbir insan aynı anda iki elementin gücünü idare etmeyi başaramadı. | Open Subtitles | لم يسبق لأحد من البشر وان امتلك قوتين في نفس الوقت |
- Tesadüf değil! Tesadüf, aynı anda iki kızla çıkarken kardeş olduklarını öğrenmektir. | Open Subtitles | الصدفة هي مواعدة فتاتين في نفس الوقت و من ثم الإكتشاف أنهما شقيقتان |
Bu her atom aynı anda iki farklı yerde demektir, buda şu anlama gelir, küçük metal parçasının hepsi iki farklı yerde bulunur. | TED | وهذا يعني ان كل ذرة موجودة في مكانين مختلفين في وقت واحد وهذا يعني ان الجسيم المعدني موجود في مكانين في وقت واحد |
aynı anda iki adamı sevmenin mümkün olduğunu düşünüyor musun? | Open Subtitles | اتعتقدى انه ممكن ان تغرمى بشخصين فى نفس الوقت لا |
Bu imkansız, Albino aynı anda iki yerde de olamaz. | Open Subtitles | أن من المستحيل. ألبينو يكون في مكانين في آن واحد |
Yine de aynı anda iki yerde birden olmam gerekecek. | Open Subtitles | و هل يمكننى أن أكون فى مكانين مختلفين بنفس الوقت |
Ama aynı anda iki kişi için bir şeyler hissedebilirsin. | Open Subtitles | ولكن هل يمكن أن يكون مشاعر لشخصين في نفس الوقت. |
Doğrudan önünüzden gelen bir ses, aynı anda iki kulağınıza da ulaşacaktır. | TED | إن صوتًا صادرًا من أمامك مباشرة سيصل إلى أذنيك كلتيهما في نفس الوقت. |
Ayrıca sizi çok iyi bir kulak misafiri yapıyor, çünkü aynı anda iki konuşmayı birden dinleyebiliyorsunuz. | TED | كما أنه يجعلك جيدة جدا في التنصت لأنه يمكنك الاستماع إلى محادثتين في نفس الوقت |
Çünkü aynı anda iki sarı hayvanın yerinde olmak isterdim. | Open Subtitles | لأني أود أن أكون... كِلا الحيوانين الأصفرين في نفس الوقت |
Hayatım boyunca, aynı anda iki yerdeymişim gibi hissettim. | Open Subtitles | طوال حياتي أشعر بأنني أعيش في مكانين في نفس الوقت |
Ama aynı anda iki şeyi birden yapabiliyorum. | Open Subtitles | ولكن في امكاني القيام بامرين في نفس الوقت |
Sanırım aynı anda iki yerde olamaz tabi kendini kopyalayabilme yeteneği yoksa. | Open Subtitles | حسناً، لا يمكن أن تكون في مكانين في نفس الوقت ما لم تكن لديها القدرة على نسخ نفسها |
"aynı anda iki şey yapmak, her ikisini de yapmamaktır." | TED | أن تفعل شيئين في وقت واحد يعني أن لا تنجز أيًّا منهما. |
Ama aynı anda iki yerde birden olamazsın. | Open Subtitles | لكنك لا يمكن أن تكون في مكانين في وقت واحد |
aynı anda iki yerde olamam, değil mi? | Open Subtitles | عموما انا لا يمكن ان اكون فى مكانين فى نفس الوقت |
Harika bir konu. aynı anda iki insanı sevmek mümkün değil mi? | Open Subtitles | انه موضوع رائع هل تفكر انه من الممكن ان يقع شخصان فى الحب فى نفس الوقت |
Parçacıklar çoklu görev yürütebilirler, aynı anda iki yerde olabilirler. | TED | يمكن للجسيمات أن تقوم بمهام متعددة، حيث يمكنها أن تتواجد في مكانين في آن واحد. |
Bir cambaz aynı anda iki ipte oynamaz, efendim. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تكون في كلا الفريقين في آن واحد يا سيدي |
Olabilir. Bir insan aynı anda iki yerde birden olamaz. | Open Subtitles | وقد يكون هناك، فالشخص لا يمكنه التواجد بمكانين بنفس الوقت |
Hayır, ama Antonia aynı anda iki erkek çocuk kaçırmıştı. | Open Subtitles | لا ، لكن أنتونيا أختطفت صبيين في ذات الوقت |
Örneğin, kimse aynı anda iki nota çıkaramaz. | TED | على سبيل المثاال: لا يمكن لأي شخص إصدار نغمتين في الوقت نفسه |
Doğru. Kim demiş aynı anda iki iyi işi birden yapamazsın diye? | Open Subtitles | أجـل أيّـا يكن مـن قـال أنـه لا يمكنك أن تقوم بأمرين رائعيـن دفعة واحدة ؟ |
Seni hala kovmamış olmamın tek sebebi aynı anda iki yerde olamamam. | Open Subtitles | السبب الوحيد لعدم طردي لك هو لأنه لا يمكنني التواجد بمكانين في آنٍ واحد |
Yani aynı anda iki insanı sevmek, biri ölüyorsa normal midir? | Open Subtitles | إذن فلا بأس بحبّ شخصين بالوقت ذاته طالما أنّ أحدهما يحتضر؟ |
aynı anda iki yerde olmanı beklemiyor kimse. | Open Subtitles | لا أحد ينتظر منك التواجد بمكانين بآن واحد |