"aynı evde" - Translation from Turkish to Arabic

    • في نفس المنزل
        
    • بنفس المنزل
        
    • في نفس البيت
        
    • المنزل نفسه
        
    • في منزل واحد
        
    • بنفس البيت
        
    • سقف واحد
        
    • بالمنزل مع
        
    • نفس الشقة
        
    • فى منزل واحد
        
    • في البيت مع
        
    • في ذات المنزل
        
    Ben aynı evde yaşadığım sevgilimle olan ilişkimi bile yürütememiştim. Open Subtitles يُمكني القيام بعمل واحد في نفس المنزل مع شخص ما
    Senin, dört erkekle birlikte aynı evde yaşadığına dair korkunç bir dedikodu. Open Subtitles آي الشائعات المروعة انكِ تعيشين في نفس المنزل مع 4 رجال آخرين
    10 yaşından 12'ye kadar aynı evde kaldık... Open Subtitles لقد كنا بنفس المنزل من عمر العاشرة وحتى الثانية عشرة
    Sanki Perry ile ben aynı evde büyümüşüz... ve bir gün o arka kapıdan çıkıp gitmiş... bense ön kapıdan çıkmışım gibi. Open Subtitles إنه كما لو كنت أنا و بيري نشأنا في نفس البيت و في يوم ذهب هو للباب الخلفي و أنا ذهبت الي الباب الأمامي
    Hapisten çıktıktan sonra bir kaç gece aynı evde kaldık. Open Subtitles بعد أن خرج من السجن كنا في المنزل نفسه لليلتين
    Buna karışmamam gerektiğini biliyorum ama hala aynı evde yaşadığımız için eve gelmediğini fark edebiliyorum. Open Subtitles اذاً أعلم أنه لا يتحتم علينا ذلك ولكننا لا زلنا نعيش في منزل واحد لذا أعرف عندما لا تعودين للمنزل
    Yani, sanki seninle aynı evde yaşamıyormuşum gibi davranıyorsun. Open Subtitles أَعْني، تتصرفين وكأني لا أعيش معكم بنفس البيت
    Bizleri aynı aile evlat edinsin ve aynı evde kalalım istedik. Open Subtitles أردنا أن نكون متبنين في نفس العائلة وساكنين في نفس المنزل
    aynı evde yaşamamıza rağmen o da benim mesajlarımı görmezden gelir. Open Subtitles كانت تتجاهل رسائلي , أيضاً و نحن نعيش في نفس المنزل
    Karışık aileler var, evlat edinmiş aileler var ayrı evlerde yaşayan çekirdek aileler olduğu gibi aynı evde yaşayan boşanmış aileler var. TED لدينا أسرمخلوطة، أسر متبناة، لدينا أسر نووية تعيش في منازل منفصلة وأسر مطلقة تعيش في نفس المنزل.
    Her ikimiz de gülebiliriz, ancak aynı evde değil. Open Subtitles يمكن جدا ان يضحك كلانا ولكن ليس في نفس المنزل
    Fırsatı vardı: Onunla aynı evde yaşıyordu ve yemeklerini hazırlıyordu. Open Subtitles كان يملك الفرصة , يعيشان في نفس المنزل ويهيء وجبات الطعام لها
    Son 50 yılda aynı işte çalışıp, aynı evde oturdum ve aynı kahvaltıyı yaptım. Open Subtitles لقد عملت بنفس العمل وعشت بنفس المنزل ,و أكلت نفس الإفطار كل يوم على مدى 50 سنة ماضية
    aynı evde, senin yaşlarında yaşamış biri hayatı boyunca toplanma veya parti vermemiş mi? Open Subtitles رجل بعمرك عاش بنفس المنزل طوال حياته لم يقم حفلة او ملتقى؟
    Yine de aynı evde yaşamamamız ve evli olmamamız daha iyi. Open Subtitles الأمر فقط إنه من الأفضل لو أننا لا نعيش بنفس المنزل ولو أننا غير متزوجين
    aynı evde kaldığımızda, beraber kahvaltı yapacağız, beraber TV seyredeceğiz. Open Subtitles نحن سنعيش في نفس البيت سنتناول الفطور سوية نشاهد التلفزيون معا
    Bu, doğrudan aynı evde olduğumuz için olamaz mı? Open Subtitles أنت بشكل مباشر في نفس البيت أليس ذلك كافي؟
    Aynı olay, aynı evde otuz yıl sonra tekrarlandığında rüya olmadığını anladım. Open Subtitles علمتُ أنّه لم يكن حلماً عندما تكرّر الأمر في المنزل نفسه
    Hamile ergenler ve aynı evde yaşayıp birbirine bağıran çocuklar kime lazım? Open Subtitles من يريد بطبيعة الحال مشاهدة مراهقات حبالى وأطفال يقيمون في منزل واحد يصرخون على بعضهم البعض؟
    Çünkü biliyorum ki, ömrümün sonuna kadar aynı evde oturacağım, aynı koltuklarda televizyon izleyeceğim, aynı lokantalarda yemek yiyeceğim, aynı sözleri söyleyeceğim. Open Subtitles لأنني أعلم بأنني سأعيش بنفس البيت وسأشاهد التلفاز على نفس الأريكة إلى أن تنتهي حياتي آكل في نفس المطعم وأروي نفس الحكايات
    aynı evde uyuduğumuzu öğrenirlerse boşanmayla ilgili sorun çıkabilir. Hadi, yürü. Open Subtitles وإن عرفوا أني نمت تحت سقف واحد معها فقد تواجه مشاكل في تلقي النفقة
    Hâlâ annemlerle aynı evde oturuyormuşum gibi. Open Subtitles فهذا يجعلنى أشعر و كأننى مازلت أعيش بالمنزل مع والدى
    Bizi aynı evde bir kere daha baş başa bırakırsan Haziran ayında bizim cesetlerimizi Hudson'dan sürüklersin. Open Subtitles لو تركتِنا وحدنا في نفس الشقة مجدداً بحلول حزيران ستسحبين جثثنا خارج مبنى هادسون
    aynı evde yetişmiş olduğumuza inanmak çok zordur. Open Subtitles من الصعب أن تصدق اننا تربينا فى منزل واحد
    Hala meteliksiziz ve annemizle aynı evde yaşıyoruz. Open Subtitles نحن ما زالنا بلا قيمة سنكونّ في البيت مع أمهاتنا.
    Benimle kalacaksın çünkü aynı evde kalmıyoruz. Open Subtitles ستعيش معي لأننا لا نعيش في ذات المنزل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more