"aynı masada" - Translation from Turkish to Arabic

    • على نفس الطاولة
        
    • في الطاولة معه
        
    • طاولة واحدة
        
    • الطاولة مع
        
    • الطاولة معي
        
    Sanırım bu niye aynı masada iki öğün göremediğini açıklıyor. Open Subtitles أعتقد بانه هذا يفسر عدم رؤيتك لوجبتين على نفس الطاولة
    Ailelerimiz neden aynı masada oturamıyorlar, anlamıyorum. Open Subtitles أن لا أفهم لمَ لا تجلس عائلتانا على نفس الطاولة
    Ailelerimiz neden aynı masada oturamıyorlar, anlamıyorum. Open Subtitles أن لا أفهم لمَ لا تجلس عائلتانا على نفس الطاولة
    Onunla aynı masada oturamayacağını biliyorum. Open Subtitles أعلم انك لا تقبل ان تجلس في الطاولة معه
    Seninle aynı masada oturmak ve seni dinlemek harikaydı. TED ومن الرائع الإنصات إليك، ومن دواعي سروري أن أجلس على طاولة واحدة معك.
    Şu anda kasabanın en iyi nişancısı ile aynı masada oturuyorum. Open Subtitles أنا جالس على الطاولة مع أفضل رامية في البلاد.
    Onu ailem saydım, her Noel her Şükran Günü aynı masada oturduk. Open Subtitles و قد كانت عائلتي، جلست في جانب الطاولة معي في كلّ عيد شكر، في كلّ عيد ميلاد
    aynı masada olursan aramızdaki etkileşimi incelemen daha kolay olur. Open Subtitles سيكون أسهل عليك أن تراقب تصرّفاتنا حين تكون على نفس الطاولة
    Her pazar gelirler ve hep aynı masada otururlardı. Open Subtitles يأتون إلى هنا كل يوم أحد منذُ سنوات ودائماً يجلسون على نفس الطاولة.
    Sizinle aynı masada yemeye nasıl cesaret ederiz? Open Subtitles كيف نتناول الطعام على نفس الطاولة مع سموك
    Sizinle aynı masada yemeye nasıl cesaret ederiz? Open Subtitles كيف نتناول الطعام على نفس الطاولة مع سموك
    Bunu aynı masada yapıyoruz diye randevuya falan çıkmış değiliz. Open Subtitles وأنا آكل الغذاء، وتصادف أننا نفعل ذلك على نفس الطاولة لذا كما تعلم، ليس موعداً
    Eğer aynı masada yemek yiyebiliyorsak yiyelim, ne olacak? Open Subtitles وإذا حدث وفعلنا ذلك على نفس الطاولة. فليكن
    O zaman on yıl sonra görüşürüz. Çünkü ikimiz de aynı masada aynı mesaide çalışıyoruz olacağız. Open Subtitles إذن تعالّ إلي بعد 10 سنوات ، لأنّني اعدك بأنّني سأبقى على نفس الطاولة
    aynı masada oturup, aynı yemeği yediğimizden memnun. Open Subtitles انها سعيدة , نجلس على نفس الطاولة ونأكل من نفس الطعام
    İşlerimizi sürdürmek ve ailelerimizi geçindirmek için cinsel tercihlerimizi saklamaktan kelimenin tam anlamıyla başkan ile aynı masada yer almaya ve başkanın ikinci göreve başlama töreninde anılmaya başlandık. TED أصبحنا لا نخبئ هويتنا الجنسية حتى نحافظ على أعمالنا و عائلاتنا و أصبحنا نجلس على نفس الطاولة مع الرئيس واعترافه في خطابه الرئاسي الثاني.
    Ben yemek yemeyi beklerim, aynı masada. Open Subtitles أريد الإقامة والطعام، على نفس الطاولة
    Ben yemek yemeyi beklerim, aynı masada. Open Subtitles أريد الإقامة والطعام، على نفس الطاولة
    Onunla aynı masada oturamayacağını biliyorum. Open Subtitles اعلم انك لا تطيق الجلوس في الطاولة معه
    Bu insanlar aynı masada bulunmamalı. Open Subtitles لا يجب أن يجلس هؤلاء الناس على طاولة واحدة معاً
    Hakimlerle, senatörlerle, CEO'larla aynı masada oturan bir gangster. Open Subtitles او جي يجلس على الطاولة مع القضاة اعضاء مجلس الشيوخ وكبار المديرين
    Onu ailem saydım, her Noel her Şükran Günü aynı masada oturduk. Open Subtitles و قد كانت عائلتي، جلست في جانب الطاولة معي في كلّ عيد شكر، في كلّ عيد ميلاد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more