"aynı odaya" - Translation from Turkish to Arabic

    • نفس الغرفة
        
    • غرفة واحدة
        
    • غرفة مع
        
    • الغرفة ذاتها
        
    • بنفس الغرفة
        
    • بغرفة واحدة
        
    • في الغرفة نفسها
        
    Bir sonraki emre kadar aynı odaya adım atmayacaksınız, anlaşıldı mı? Open Subtitles لن تضعوا أقدامكم في نفس الغرفة لإنذار آخر ، فهمتم هذا ؟
    Açlıktan ölen bir Wraith ile bir insanı aynı odaya koymaktan bahsediyoruz. Open Subtitles نحن نتحدّث عن وضع إنسان في نفس الغرفة مع ريث جائع.
    Yani ben olsaydım, ikisini de aynı odaya koyardım böylece buradan çıkmak için birbirlerini cesaretlendirirlerdi. Open Subtitles أعني، لو أن الأمر بيدي لوضعتهما في نفس الغرفة لكي يشجّعا بعضهما للخروج من هنا.
    Bazen hikayeyi oluşturmak iki karakteri aynı odaya koymak ve neler olduğuna bakmak kadar kolay. TED احيانا كتابة قصة يكون امراً سهلاً مثل وضع شخصيتين في غرفة واحدة ومشاهدة ما قد يحدث تبعاً لذلك
    Galaksideki bütün askeri diplomatik, ve gizli operasyonların arkasındaki kişiler ve siz onları bir psişik ile aynı odaya soktunuz. Open Subtitles الأدمغة التي تقف وراء كل عملية عسكرية و ديبلوماسية و سرية في المجرة و قد وضعتهم في غرفة مع مجنونة
    K.çını iki asil, kendini kamu hizmetine adamış... insanlarla birlikte aynı odaya koyma. Open Subtitles ألا تغمرك سعادة عارمة لوجودك في الغرفة ذاتها مع شخصين نبيلين غير أنانيين يعملان في الخدمة العامة؟
    İkimizi aynı odaya soksunlar yeter. Open Subtitles كل ما أطلبه هو أن تجعلينا بنفس الغرفة معاً
    Yani, iki farklı rahatsızlığı olan hastayı aynı odaya koymak. Open Subtitles مثل وضع إثنان من مرضى الجلطة بغرفة واحدة
    Hayır, hayır. Biz sadece aynı odaya kayıt yaptırmışız. Open Subtitles أوه هذا ناعم أكثر من اللازم ,سأخلعه يبدوا ان هناك خطأ ووضعونا في نفس الغرفة
    Güney'le yüz yüze görüşmeyi, aynı odaya girmeyi reddediyorlar. Open Subtitles لن يتفاوضوا وجها لوجه مع الجنوب، ليس في نفس الغرفة
    Annelerimizi birlikte aynı odaya kapatsak n'olurdu çok merak ediyorum. Open Subtitles أتسائلُ لو وضعناهُما في نفس الغرفة فماذا قد يحدث.
    Bu adamı benimle aynı odaya koyarak işleri içinden çıkılmaz hale getirdiğini biliyorsun sanırım? Open Subtitles انت تدرك بأنك تحفر لنفسق أعمق بوضعك هذا الرجل أمامي في نفس الغرفة
    Sadece onunla aynı odaya gir, ve ne olacağını konuş. Open Subtitles فقط كن معها في نفس الغرفة و سيحدث الحوار من تلقاء نفسه
    Güzel, çünkü ikinizi geçici olarak aynı odaya koyacağım. Open Subtitles جيد،لأنني سوف أضعكما في نفس الغرفة بشكلٍ مؤقت.
    Farklı hastalıklara sahip insanları aynı odaya koymaları gereksizdir. Open Subtitles الطريقة التى يتبعونها فى وضع المرضى فى غرفة واحدة لا تعتمد على مرضهم
    - O adamla aynı odaya girmem. - Peki, peki. Dinle. Open Subtitles ـ لا أريد أنّ أكون في غرفة واحدة مع ذلك الرجل، لن أفعلها ـ حسناً، الآن إستمع، أهدأ
    Ama daha önce hiç aynı odaya toplandıklarını görmedim. Open Subtitles ولكن لم الكثير جمعت في غرفة واحدة واحدة.
    Seni o manyakla aynı odaya koyarak çok iyi bir şey yapacağımızı düşünmüyorum. Open Subtitles لا اعتقد أننا نقوم بأي صنيع لأنفسنا بوضعك في غرفة مع ذلك المجنون
    Beni çift taraflı bir ajanla aynı odaya koy, ona birkaç soru sorayım hemen orada çift taraflı mı oynuyor anlarım. Open Subtitles يمكن أن تضعني في غرفة مع ..,عميل مزدوج محتمل ..,و تدعني أسأله سؤالين
    Sırf bizi aynı odaya getirmek için ulusal güvenlik toplantısı mı gerekiyordu? Open Subtitles اضطررت إلى عقد اجتماع أمن وطني لتجعلنا في الغرفة ذاتها
    İyileşmemi hızlandırmak için ikimizi aynı odaya koyma fikri kime aitse, gerçekten salakmış. Open Subtitles أيا كان من اقترح أن نتشارك الغرفة ذاتها لمساعدتي في عملية شفائي هو أحمق كليا
    Ya da hepsini aynı odaya toplayıp gerçeği öğreniriz. Open Subtitles أو يمكننا وضعهم جميعاً بنفس الغرفة ونحصل على الحقيقة
    Bak, eğer seni Molly'nin isteği dışında aynı odaya koyacaksam, elimde iyi bir neden olmalı. Open Subtitles أنظر ، لو سأجمعكَ بغرفة واحدة مع (مولي)، ضدّ رغبتها ، فيتعيّن أنّ أحصل على مسّوغات قويمة.
    Şu şikayetçi adamı alın ve yüz gerdirme yapılan kadınla aynı odaya koyun. Open Subtitles خذ رجل الفضلات وضعوه في الغرفة نفسها مع صاحبة الوجة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more