Hatta aynı tür besinleri tüketen farklı insanlar, aynı miktarda kalori almayabilir. | TED | وحتى مع نفس النوع من الطعام، ربما لا يحصل أشخاص آخرون على نفس العدد من السعرات الحرارية. |
aynı tür mimari gördüğümüzde, bu açıların, bu ışıkların, bu malzemelerin dünyasını kanıksıyoruz. | TED | عندما نرى نفس النوع من العمارة نصبح معتادين في هذا العالم من هذه الزوايا ، من تلك الأضواء ، من تلك المواد. |
Bu tananger gibi diğer kuşlar da aynı tür içinde uyum sağladılar. | TED | طيور أخرى مثل طائر التناجر هذا قد تكيَّفت حتى وهي من نفس النوع. |
Hiçbirini. Farkları yok. İkisi de aynı tür. | Open Subtitles | و لا أى واحدة منهم انهم نفس نوع خنفساء الفاكهة |
Hiçbirini. Farkları yok. İkisi de aynı tür. | Open Subtitles | و لا أى واحدة منهم انهم نفس نوع خنفساء الفاكهة |
Farklı posta ofisi, aynı tür patlayıcı. | Open Subtitles | مكتب البريد مختلف نفس نوع المادة المتفجرة |
aynı tür bir bıçak, ama... bunun üzeri çizik içinde, üstelik sapı da yıpranmış. | Open Subtitles | حسناً إنها من نفس النوع ولكن هذه عليها اثار خدوش على الجوانب والمقبض مهترئ |
Bir yard ötede, aynı tür tarafından yapılmış başka bir tane daha var. | Open Subtitles | على بعد مائة ياردة، هناك آخر بناه ذكر آخر من نفس النوع |
Bu odanın orda gördüğümüz diğer odalarla aynı tür metal destekler üzerinde olmasının ihtimali ne sizce? | Open Subtitles | ما هو الاحتمال الذي تقترحه هذه الغرفة فى نفس النوع من الدعامات الحديدية مثل الغرف الاخري التى رايناها هناك؟ |
Bunlar aynı tür matematikten türeyebilen bir davranış yelpazesinin iki ucudur. | Open Subtitles | وهذا غير صحيح لكنهما فقط مظهران مختلفان للسلوك والتى تنتج من نفس النوع من المعادلات الرياضية |
Bu cesedin sarıldığıyla aynı tür plastik olabilir. | Open Subtitles | قد يكون هذا نفس النوع من البلاستيك الذي كان ملفوفاً على الجسم |
Bununla aynı tür silahtan çıkan kurşunla mı, öldürüldü McLean? | Open Subtitles | هل يمكن نفس النوع من رصاصة من نفس نوع مسدس , الذي قتل ماكلين ؟ |
Bak, o da aynı tür isim kartı takıyor. | Open Subtitles | انظرى ، انه يرتدى نفس النوع من بطاقة الاسم |
Eğer kaçıran kişi aynı tür arabayı alacak kadar şey biliyorsa hedefini de tanıyordur. | Open Subtitles | حسنًا، إن كان الخاطف بهذا الذكاء ليجلب نفس نوع السيارة فبالتأكيد كان على دراية بهدفه |
aynı tür araba, farklı adam. | Open Subtitles | نفس نوع السيارة ولكن رجل مختلف |
Tommy Sour'un midesinde bulduğumla, aynı tür. | Open Subtitles | وهو نفس نوع العسل الذي وجدناه داخل معدة (تومي ساور) |
Mumyayla aynı tür. | Open Subtitles | نفس نوع المومياء |
Ama Rinaldo'nun yargılandığı aynı tür tiranlıktan.... ...Roma'da kan dökülürken böyle bir belgeyi imzalayamam. | Open Subtitles | لكن لا يمكن أن أوقع على عقد كهذا بينما تراق الدماء في روما بسبب نفس نوع الطغيان (الذي يُحاكم بسببه (رينالدو |
Thornhill'deki uçakla aynı tür. | Open Subtitles | (نفس نوع الطائرة الموجودة في (ثورنهيل |