"ayrıcalığına" - Translation from Turkish to Arabic

    • إمتياز
        
    • شرف
        
    Derler ki; bir katır size tekme atma ayrıcalığına sahip olmak için istekli ve sabırlı bir şekilde yıllar boyu çalışır. Open Subtitles يقولون أن بغل مع عمل 10 سنوات برغبة وصبر مقابل إمتياز ركلك مرةً واحدة
    Güney Afrika'yı terk ettim. ve 15 yıl sonra, asla geri dönmeyeceğimi düşündükten sonra, Nelson Mandela hükümetinde çalıma onuruna ve ayrıcalığına sahip oldum. TED لقد غادرت جنوب أفريقيا . وبعد 15 عام لاحقا ، بعد أن إعتقدت أنني لن أرجع إليها البتة ، حصلت على إمتياز و شرف العمل في حكومة نلسون مانديلا .
    Kralın ayrıcalığına başvuruyorum. Open Subtitles أَتضرّعُ إمتياز الملكَ.
    Jefferson-sal gündemi ekliyoruz ve ben Thomas Jefferson tarafından tasarlanmış bir evde yaşama ayrıcalığına eriştiğim Charlottesville'den geliyorum. TED نحن نضيف الطراز الجيفرسوني، وقد أتيت من مدينة شارلوتسفيل، حيث كان لي شرف السكن بمنزل صمم من قبل توماس جيفرسون.
    Başkan'ın iklim çalışma ekibi ile iki kez konuşma ayrıcalığına eriştim. TED حصل لي شرف الحديث مرتين للجنة تغيّر المناخ التابعة للرئيس
    Onları izleme ayrıcalığına sahip olduğumuz için. Open Subtitles أن نملك إمتياز مشاهدتهم
    Ve haklı olduğun için tüm takım 20 kez intihar edecek... ve sen ise Bay Battle'a katılarak tek başına 250 şınav çekme ayrıcalığına sahip olacaksın. Open Subtitles و لأنك محق هذا بمثابة 20 إنتحار للفريق أجمع و لقد حصلت على إمتياز إنضمامالسيد"باتل" -على أن يقوم بالـ 250 تمرين ضغط الخاصين بك
    Ve haklı olduğun için tüm takım 20 kez intihar edecek... ve sen ise Bay Battle'a katılarak tek başına 250 şınav çekme ayrıcalığına sahip olacaksın. Open Subtitles و لأنك محق هذا بمثابة 20 إنتحار للفريق أجمع و لقد حصلت على إمتياز إنضمامالسيد"باتل" -على أن يقوم بالـ 250 تمرين ضغط الخاصين بك
    Almanya'da, Fransa'da ve ve dünyanın birçok yerinde-105 ülkede konuşma yapma ayrıcalığına eriştim. TED لقد تحدثت كثيرا في ألمانيا وفي فرنسا ، وفي أنحاء مختلفة من العالم وكان لي شرف التحدث في 105 دولة
    Bir süredir çayırların yakınında yaşama ayrıcalığına sahiptim, ve bu son derece çekici. TED لقد كان لي شرف العيش على طريق مرج في حين أن القليل من الماضي ، والانخراط بشكل رهيب.
    Ve ben de babasıyla yeniden bir araya gelip uzlaştığında kulübede olma ayrıcalığına sahip oldum. TED وكان لى شرف الإمتياز أن أكون فى الموقف عندما تصالحت مع والدها وأصبحوا متحدين مرة آخرى
    İçinizden şanslı bir saksocu ilk hadım olma ayrıcalığına sahip olup ilk yumuşağımız olacak. Open Subtitles واحد منكم يامصاصوا القضيب سيكون محظوظ وسوف يكون لديك شرف لتجربة أولاً كنموذج تحويل إلىم مخنث الخصي
    Şunu anlamalısınız ki Veronica tedavi etme ayrıcalığına sahip olduğum birçok hasta gibi onurlu bir kişi, dik bir duruş göründüğünden daha büyük bir kişilik ama işte burada muayene masasında acıdan iki büklüm olmuş hâlde oturuyordu. TED يجب أن تفهموا أن فيرونيكا مثل كثير من المرضى الذين لي شرف رعايتهم هي شخص كريم ولديها حضور قوي شخصية أكبر من الحياة لكنها كانت هنا تعاني من ألم مضاعف وهي على طاولة الفحص

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more