"ayrılırken" - Translation from Turkish to Arabic

    • غادرت
        
    • يغادر
        
    • تغادر
        
    • غادرنا
        
    • مغادرة
        
    • يغادرون
        
    • مغادرتي
        
    • يُغادر
        
    • مغادرين
        
    • لمغادرة
        
    • عندما رحلت
        
    • كنت أغادر
        
    • برحيلك
        
    • حين تركته
        
    - Silahın için izin çıkarttık. - Ordudan ayrılırken aldığın. Open Subtitles لدينا مذكرة من أجل سلاحك، السلاح الذي غادرت الجيش به؟
    ayrılırken, asansöre gittim ve kapılar açılıyordu ve yukarı çıkıyordu. Open Subtitles عندما غادرت ,ذهبت الى المصعد والابواب كانت مفتوحه وكان يصعد
    En son geceyarısı civarında kız arkadaşıyla kulüpten ayrılırken görülmüş. Open Subtitles آخر مره شوهد يغادر الملهى فى منتصف الليل مع صديقته
    Teknen senin tüm dünyan ve ayrılırken yanına aldığıkların sahip olduğun her şeydir. TED قاربك هو عالمك، وكل ما تأخده معك عندما تغادر هو كل ما لديك.
    O topu Japonya'dan ayrılırken bana abim verdi. Open Subtitles اخي اعطاني تلك الكرة عندما غادرنا اليابان
    Ülkeden ayrılırken kılık değiştirmen için aldığım kıyafetler. Open Subtitles هنا صنعت هذه الأزياء لك في حال قررت مغادرة البلاد أو ماشابه
    Sen ayrılırken ki hallerinde kalmaları için çok uğraştım ama benden uzak durdular. Open Subtitles حاولت إبقائهم كما كانوا حين غادرت و لكنهم أفلتوا منى
    Ama ayrılırken yanımdaydı. Bunu biliyorum. Open Subtitles ولكنها كانت بحوزتي عندما غادرت هذاماأعرفه.
    Dinle, gazetede yazmayı unuttukları birşey var: kız buradan ayrılırken Noto otobüsüne bindi.. Open Subtitles اسمع,في الضحيفة نسوا أن يقولوا أن الفتاة غادرت واستقلت الباص إلى نوتو
    Hayır, hafızam zayıf değildir. Dediğim gibi, kardeşini en son Cuma günü ofisten ayrılırken gördüm. Open Subtitles كما قلت اخر مره رائيت شقيقتك كان يوم الجمعه عندما غادرت
    Onu en son 14 yaşımda evden ayrılırken görmüştüm. Open Subtitles أنا لم أره منذ أن كان عمري 14. ذلك عندما غادرت أنا المنزل.
    Onun en yakın bakıcısı halam, ona göz kulak olmak için geceleri ayakta kalarak cidden çok çabaladı ama yine de çoğu zaman onu yatağından ayrılırken yakalayamıyordu. TED عمتي، راعيته الأساسية، كافحت حقًا لتبقى مستيقظة ليلًا لتراقبه، ورغم ذلك تفشل غالبًا في ضبطه يغادر الفراش.
    Bir papaz Villette'in evinden ayrılırken görülmüş. Open Subtitles ولكن تم فعلاً رؤية كاهن يغادر منزل فاليت
    Gece evden ayrılırken O'na ne söylüyorsun? Open Subtitles ما الذي تقولينه له عندما يغادر البيت عند الليل؟
    "Ahbap, Dylan dün gece seni park yerimden ayrılırken gördüğünü söylüyor. Open Subtitles يا صاح, ديلن يقول أنه رأكَ تغادر موقف سيارتى الليله البارحه
    İndio'da işçi liderinin otelinden ayrılırken kameraya yakalanmış. Open Subtitles اصطادتها الكاميرا وهي تغادر فندق قائد الحزب في انديو
    İş arkadaşı, olay mahallinden ayrılırken görmüş, kurbanın kanı kıyafetlerine bulaşmış, cinayet silahında parmak izleri var. Open Subtitles العامل رآها تغادر مكان الحادث دماء الضحية موجودة على ثيابها وبصمات يدها على سلاح الجريمة
    Dennee'yle evden ayrılırken yanımızda ancak üzerimizdeki elbiseler vardı. Open Subtitles حينما غادرنا أنا و أختي دارنا ، كنـّا محظوظتين لمغادرتنا مُرتديتين ملابس تسترنا.
    İlk ziyaretinden sonra, evden ayrılırken bir motosiklet gördü. Open Subtitles عند مغادرة المنزل بعد المقابلة الأولى رأى دراجة بخارية
    Fenton, 15 dakika önce içeride gördüğün adamlar vardı ya onları ayrılırken gördün mü? Open Subtitles فينتن ,الرجلين الذين ادخلتهما لى منذ اقل من 15 دقيقة هل رايتهم وهم يغادرون ؟
    ayrılırken, hem bir sanatçı, hem de insancıl bir kişi... olmanın mümkün olabileceğini düşündüm. Open Subtitles عند مغادرتي فكرت بالأمر من الممكن أن أكون إنسانية و فنانة
    Peki cinayetin işlendiği saatte onu spor salonundan ayrılırken gören spor hocası? Open Subtitles ماذا عن المُدرّب الذي رآه يُغادر الصالة الرياضيّة في وقت وُقوع الجريمة؟
    Kızlar en son bir tezahürat yarışmasından ayrılırken görülmüşlerdi. Open Subtitles من روجزفيل الفتيات شوهدوا آخر مرة مغادرين مسابقة تشجيع ـ ـ ـ ـ ـ
    David kızı alıp evden ayrılırken adam elinde bir silahla evden çıkmış. Open Subtitles ديفيد أخذ الفتاة وهو كان في طريقه لمغادرة المنزل ذاك الرجل خرج من دورة المياة وكان يحمل سلاح
    Geldiğimde köye benzer bir hali yoktu ama ayrılırken tam anlamıyla bir köy olmuştu. Open Subtitles أجل,لم تكن بلدة عندما وصلت ولكنها أصبحت كذلك عندما رحلت
    Evinden ayrılırken videoya şunu kaydetmiştim. Open Subtitles جزء من الصور التى إلتقطتها بينما كنت أغادر المنزل تتضمن هذا
    ayrılırken bana söylemediğin için mi? Open Subtitles بشأن أنك لم تخبرينى برحيلك
    Ash Murphy. Onun yanından ayrılırken nasıl görünüyordu? Open Subtitles كيف بدا حين تركته ؟ متألم قليلاَ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more