"ayrılamazsın" - Translation from Turkish to Arabic

    • مغادرة
        
    • الإنفصال
        
    • تنفصل
        
    • تتركى
        
    • تنفصلي
        
    • يمكنك ترك
        
    • يمكنك أن تغادر
        
    • يمكنكِ أن تغادري
        
    • لا يمكنكِ المغادرة
        
    • تستطيع الرحيل
        
    Altı ay boyunca bu eyaletten ayrılamazsın. Her hafta yoklamamız var. Open Subtitles لا استطيع مغادرة الولاية لستة اشهر علي الاتصال به كل اسبوع
    Ben olmadan Harikalar Diyarı'ndan ayrılamazsın. Open Subtitles لا تستطيع مغادرة بلاد العجائب'' مِن دوني''.
    ayrılamazsın ondan. Kızın hayatı yıkıldı. Senin yüzünden kovuldu. Open Subtitles لا يمكنك الإنفصال عنها، تحطّمت حياتها، لقد تسببت في فصلها
    Benimle ayrılamazsın. Ben senle çoktan ayrıldım. Open Subtitles لا تستطيع أن تنفصل عني لقد إنفصلت عنك مسبقاً
    Ailen buralarda olmadığı sürece, işler yoluna girene dek bu evden ayrılamazsın. Anlaşıldı mı? Open Subtitles حتى يعود والديك، انت لا تستطيعى ان تتركى هذا المنزل ابدا، مفهوم؟
    Benle telefonda ayrılamazsın. Open Subtitles انتي لا تستطيعن ان تنفصلي عني بالهاتف
    "İç çamaşırın kalmadı, evden ayrılamazsın." Open Subtitles "لقد نفذت ملابسك الداخلية و لا يمكنك ترك المنزل"
    Eğer üzerinde çok fazla çizik bırakırsan, asla New York'tan ayrılamazsın. Open Subtitles اذا كان لديك بقدر ما هو الصفر على ذلك، فلن مغادرة نيويورك.
    Hastane ayrılabileceğini söylemeden ayrılamazsın. Open Subtitles لا يمكنك مغادرة المستشفى حتى تشفى
    Bu odadan asla ayrılamazsın. Open Subtitles لا يمكنك أبدا مغادرة هذه الغرفة
    Bu odadan ayrılsan bile... Bu odadan asla ayrılamazsın. Open Subtitles حتى إذا إستطعت أن تغادر الغرفه فلن تستطيع أبدا مغادرة الغرفه!
    Ama sen buradan ayrılamazsın. Open Subtitles لكن لا يمكنك مغادرة هذا المكان
    - Kaza yerinden ayrılamazsın! Open Subtitles لا يمكنكَ الذهاب - ! لا يمكنكَ مغادرة موقع الحادث -
    Ayrıca, birlikteliğimizin dördüncü yılını doldurduğun haftada sevgilinden ayrılamazsın. Open Subtitles كما إنه لا يمكنك الإنفصال عن شخص بعد إسبوع. بينما تملك شركاء لأربعة سنين.
    Babamın teniste eşi olduğuna göre artık benden ayrılamazsın. Open Subtitles إنّه شريك والدي في التنس لن تتمكني من الإنفصال عنّي بعد الآن ..
    Babamdan öylece ayrılamazsın anne. Open Subtitles لا تستطيعين الإنفصال عن أبي فحسب يا أمي.
    Benden ayrılamazsın çünkü ben senin için bir şey ifade etmiyorum. Open Subtitles لايمكنك أن تنفصل عني لأني حسنًا، لأني لا أمثل أي شيء لك
    Benden böyle ayrılamazsın. Open Subtitles لا يمكن لك أن تنفصل عني
    Diona'nın yaptığı gibi bu evden ayrılamazsın. Open Subtitles أو تتركى هذا المنزل. كما إختارت (ديونا).
    Benden ayrılamazsın. Open Subtitles لا يمكنك أن تنفصلي عني، لدي يد!
    Şahin kulübünden ayrılamazsın! Open Subtitles لا يمكنك ترك نادي تربية الصقور؟
    Buradan ayrılamazsın. Gerçek bir savaşçı asla vazgeçmez. Open Subtitles لا يمكنك أن تغادر المحارب الحقيقي لا يستسلم
    Henüz ayrılamazsın. Open Subtitles لا يمكنكِ أن تغادري بعد!
    Başlattığın işi bitirmeden buradan ayrılamazsın. Open Subtitles لا يمكنكِ المغادرة فى وسط ما بدأتيه.
    Ama hayatımız burada. Kral'ın kardeşisin. Buradan ayrılamazsın. Open Subtitles ولكن حياتنا موجودة هنا إنك أخو الملك, لا تستطيع الرحيل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more