| Eğer birbirimizi daha iyi tanısaydık, ayrılmamın bir anlamı olurdu. Evet. | Open Subtitles | إن كنا عرفنا بعضنا البعض بشكل أفضل لترك رحيلي أثراً حقيقياً |
| - Ona evden ayrılmamın onunla bir ilgisi olmadığın söyledim ama bu onu daha da kızdırdı. | Open Subtitles | حاولت أن أشرحُ لها بأنَ رحيلي ليسَ له علاقة بها ولكن ذلك جعلها أكثرُ غضباً |
| ayrılmamın sebebi hiç Amber olmadı. | Open Subtitles | آمبر لم تكن هي السبب في رحيلي |
| Oradan ayrılmamın nedeni sihirdi. | Open Subtitles | السحر هو سبب رحيلي |
| Ama buradan ayrılmamın seninle bir ilgisi yoktu. | Open Subtitles | لكن رحيلي لم يكن له علاقة بك |
| -İşte senden ayrılmamın sebebi bu. | Open Subtitles | -هذا؟ هذا هو سبب رحيلي |