Burada en azından bir düzine olay var. | Open Subtitles | وقد عثرت علي ما لا يقل عن أثنتا عشرة قضية |
Eğer geçit oradaysa, Ölçü Taşı'nın en azından bir ara orada olması mantıklı. | Open Subtitles | إذا كانت البوابه هناك , هذا يجعل من المعقول أن محك الذهب على الأقل كانت هناك |
En azından bir adama sevimli olduğunu söyleyemeyecek kadar ödlek değilim. | Open Subtitles | علي الأقل لم أكن جبانة لدرجة ألا أخبر شخص أنه لطيف |
O gün daha sonra, en azından bir tane münasip bekarın podyumlardan eteğini çektiğini öğrendiğimde rahatladım. | Open Subtitles | لاحقاً فى هذا اليوم تحملت عناء إكتشاف أنه على الأقل هناك عازب واحد مؤهل يحاول الحصول على علاقة أثناء عروض الأزياء |
Neyse bir çalıştır bakalım. En azından bir isim falan çıkarabiliriz belki. | Open Subtitles | حسناً دعينا نسمعهم، ربما نحصل على أسم على أقل تقدير |
Belki planımız uzun vadeli ama en azından bir planımız var. | Open Subtitles | ربما خطتنا طويلة الأمد قليلا لكن على الأقل لدينا واحدة |
Buradaki herkes en azından bir kere âşık olmuştur, değil mi? | Open Subtitles | الجميع هنا وقعوا بالحب على الأقل مرة , أليس كذلك ؟ |
Resmen kanımı kuruttun. En azından bir torba falan fırlat. | Open Subtitles | إنّك عمليًّا أنزفتني حتّى الجفاف أقلُّها رطّبني بكيس أو ما شابه |
En azından bir yıl öncesine kadar öyleydim. | Open Subtitles | على الأقل كنت كذلك قبل سنة لم تعد هناك من حروب |
Sizi en azından bir hafta okulun yanında bile istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد منك الاقتراب من هذه المدرسة على الأقل لمدة الأسبوع |
Daha fazla olduğunu düşünüyorum. En azından bir tane daha. | Open Subtitles | نعتقد أنهُ يوجد المزيد من هذه المخلوقات على الأقل واحد |
En azından bir tarayıcı elektron mikroskop görüntüsü şüpheli biçimde organik görünen bir yapı ortaya çıkardı. | Open Subtitles | على الأقل واحدة من الصور ..التي فحصت بالمجهر الالكتروني أظهرت التركيب والذي بدي مركب عضوي مريب |
Keşke o kadar basit olsa. En azından bir destek grubum olurdu. | Open Subtitles | اتمنى ان تكون بهذه البساطه على الاقل لدي مجموعه تدعمنى |
En azından bir kaçımızın buradan sağ çıkmasına yardım edebilirsiniz. | Open Subtitles | بهذا تعطينا الوقت كي نخرج من هنا احياء |
En azından bir resepsiyonistiniz. | Open Subtitles | ينبغي أن يوجد به مساعداً أو ما لا يقل عن موظف إستقبال |
Muhtemelen de en azından bir yıldızın tüm enerjisinden daha az olmayacak miktarda enerjiye ihtiyaç duyardık. | Open Subtitles | نحن على الأرجح بحاجة إلى تسخير ما لا يقل عن ناتج طاقة نجم بأكمله إن لم يكن أكثر من هذا |
Bunun için en azından bir fırsatın vardı. Sen benden bu kadarcığını bile esirgiyorsun. | Open Subtitles | على الأقل كانت لك الفرصة وأنت حتى لن تعطيني ذلك, |
O kadar genç değilsin. Benim aşkım eşcinseldi. En azından bir ihtimal olabilirdi. | Open Subtitles | على أي حل ، كان إعجابي شاذًا على الأقل كانت لدي فرصة |
En azından bir bayana nasıl iyi vakit geçirteceğini unutmamışsın. | Open Subtitles | على الأقل لم تنس كيف تجعل فتاتا تمضي وقتا جيدا. |
NFL'in en sıkı takımını idare etmemiş olabilir... ama en azından bir gemi dolusu aptal değillerdi. | Open Subtitles | ربما لن يدير السفينة الاقوى في الإن إف إل لكن على الأقل لم تكن سفينة الحمقى |
Biraz uyuz oldum çünkü tüm alış-verişi tekrar yapmam gerek. Ama en azından bir yararı dokunmuş oldu yaptığının. | Open Subtitles | أنا غاضبة إلى حد ما لأني سأضطر للتسوق مجدداً لكن على الأقل هناك بعض الخير أتى من جانبك. |
Birini öldürdük, ama en azından bir tane daha var. | Open Subtitles | نحن قتلنا واحد,لكن علي الأقل هناك واحد أخر |
En azından bir deneme sürüşü için bunu almalıydık. | Open Subtitles | على أقل تقدير, علينا أن نخرج بها في جولة مرح |
Patlamaya kadar en azından bir haftamız daha var. | Open Subtitles | لكن على الأقل لدينا أسبوع آخر قبل أن ينفجر |
Her itfaiyeci hayatında en azından bir kez tüm bu kitapların ne hakkında olduğunu bilmek ister. | Open Subtitles | مرة واحدة لكل رجل اطفاء على الأقل مرة واحدة في حياته المهنية يعرف جزئياً ما هذه الكتب .. |
Zihnini okuyabildiğimde en azından bir işime yarıyorsun. | Open Subtitles | أقلُّها حين تمكنني قراءة عقلك تصبح ذا فائدة إليّ. |
- Eh en azından bir zamanlar ona sahip olduğun için şanslısın. | Open Subtitles | حسنا، على الأقل كنت محظوظا أن يكون له. القوس نجاح باهر، وصديق قديم. |
En azından bir ay daha. | Open Subtitles | على الأقل لمدة شهر واحد آخر، على أي حال. |
Eşim yemek yapıyordu ve en azından bir evladımın benimle kan bağı vardı. | Open Subtitles | فزوجتي طبخت العشاء, و على الأقل" "واحد من أبنائي تربطه رابطة دم معي |
Herkesin en azından bir tane olduğu için mazeret kabul etmiyorum. | Open Subtitles | كل شخص يملك على الأقل واحدة, إذاً , لا أعذار. |
özelliklede aşk hayatım en azından bir tane var bende seninki nerede doğumgününde? | Open Subtitles | ليس كل شي عنك ياماندي ,وخاصة حياتي الجنسية على الاقل لدي واحدة أين صديقك في عيد ميلادك ؟ |
En azından bir kaçımızın buradan canlı çıkmasını sağla. | Open Subtitles | بهذا تعطينا الوقت كي نخرج من هنا احياء |