Param yüzünden bana vicdan azabı çektirecek biri ile çalışamam. | Open Subtitles | لا أستطيع العمل مع شخص سيجعلني أشعر بالذنب بسبب أموالي، |
Senden ve babandan uzak olduğum için her zaman vicdan azabı çektim. | Open Subtitles | كان لدي شعور بالذنب حول أني بعيدة عنكِ وعن أبيكِ |
Ama mahkemede konuştuğum için de vicdan azabı çekiyorum. | Open Subtitles | ولكنى ايضا اشعر بالندم على الحديث عن هذه الواقعة |
Brad? Galiba biri, onuncu sınıfta bana randevu verip ektiği için vicdan azabı çekiyor | Open Subtitles | براد أعتقد أن شخصاً ما شعر بالندم لتخليه عني في الصف العاشر |
Neden kıyafetlerini giydirmeye zaman harcayarak vicdan azabı gösterdi,ama buraya attı? | Open Subtitles | لماذا يظهر الندم ، بأن يكسوها ثم يرمي بها هنا ؟ |
İnsan deneyleri konusunda ahlaki vicdan azabı duyuyor musun? | Open Subtitles | هل لديك أي هواجس أخلاقية بخصوص التجارب على الإنسان ؟ |
Ama çektiği vicdan azabı, asit gibi yedi bitirdi onu. | Open Subtitles | أظن أن الشعور بالذنب ..... أكل أحشائة مثل الحمض الحارق... |
Bu vicdan azabı seni yiyip bitirecek. | Open Subtitles | ستموتين وأنتِ حيّة لتفكيرك بالذنب الذي إقترفته |
Hepsi nasıl ürktü, gördünüz mü? Vicdan azabı mı, Bay Poirot? | Open Subtitles | ألا يترك هذا ضيقا ,واحساسا بالذنب سيد بوارو ؟ |
Vicdan azabı duyan ve yok olmuş bir kültürün intikamını alan bir kötü değil. | Open Subtitles | لا أحبه مختلطا بالشعور بالذنب و تدمير ثقافة أصيلة |
Mükemmel bir babasın ancak evden uzak kaldığın için vicdan azabı duyuyorsun Burbon içiyorsun. | Open Subtitles | أنت أب مثالي , لكنك تشعر بالذنب في الوقت الذي تقضيه بعيدا عن البيت أنت تشرب البوربون , وتقدم الإسكوتش لعملائك |
Sonra da diğerleri için yeterince endişe etmiyorum diye vicdan azabı çekiyorum. Bunlar bile yeterli değil. | Open Subtitles | وأشعر بالذنب لأنني لست قلقة أكثر علي الآخرين ولكن ليس لدي ما يكفي |
Vicdan azabı duyan içine dönük biri olabilir. | Open Subtitles | نتحدث عن شخص مقتحم مع بعض القدرة على الشعور بالندم |
Ona yaptığından dolayı biraz olsun bile vicdan azabı duymuyor musun? | Open Subtitles | ألا تشعرين بالندم على الأقل على ما فعلتيه تجاهه ؟ |
Vicdan azabı ile dolup, Figgins ile profesyonelce konuşabilmek için bir yemek ayarladım. | Open Subtitles | أنني بالحقيقة تصرفت بشكل سيء مليئة بالندم ، لذا رتبت حفل عشاء سو ، مستحيل ان اسمح برجوعك إلى تلك المدرسة ثانيتا |
Sen ve vampir kanınla olduğu gibi. O yüzden sana soruyorum. Hiç vicdan azabı duyuyor musun? | Open Subtitles | مثل شأنّكِ ودماء مصاصين الدماء، لذا أسألكِ أشعرتِ بالندم يوماً؟ |
Gecenin geç saatlerinde tüm sesler karanlık düşler tarafından bastırıldığında, vicdan azabı ve dehşet onu ele geçiriyordu. | Open Subtitles | في ساعات الليل الصغيرة عندما يقيده كل صوت بذهول التخيلات فيتمكن منه الندم و الرهبة |
Bunca yıl sonra bile en ufak vicdan azabı duymuyorsun. | Open Subtitles | كل تلكَ السنوات و لا الندم فى نبرة حديثك. |
Bu konuda vicdan azabı çekmiyorum. Arka bahçemde aylakların işi yok. | Open Subtitles | ليس لديّ ادنى هواجس حيال ما فعلناه لن أقبل تواجد سائرون بالقرب منا. |
Seni şuracıkta gebertsem zerre kadar vicdan azabı çekmeyeceğimi biliyorum. | Open Subtitles | يعني أنني لو قتلتك الآن فلن أشعر بتأنيب الضمير |
Senin tutsağınım. Bundan dolayı hiç vicdan azabı çekmiyor musun? | Open Subtitles | بل أصبحت أسيرتك ألا تشعر بأيّ ندم مطلقاً بسبب هذا؟ |
Efsaneye göre, Prometheus'un azabı güneş yükselirken başladı bu yüzden kafatasının doğuya doğru bakması gerekiyor. | Open Subtitles | ,وفق الاسطوره عذاب برومثيوس يبدأ كل يوم مع شروق الشمس لذلك الجمجمة يجب ان تواجة الشرق |
Bazen bir çocuğun yüreğinde gaddarlık olur biliyorum ama sonra vicdan azabı çeker. | Open Subtitles | الفتى فى هذه السن قد يقسو قلبه . و لكنه يندم فيما بعد |
Çünkü kafan kötü cehennem azabı saçmalıklarıyla dolu. | Open Subtitles | ذلك سبب ان رأسك مملوء بكلّ ذلك الصديق النار والكبريت الهراء |
Bu sikte hiç bir vicdan azabı yok. | Open Subtitles | ذلكَ اللَعين، ليسَ نادِماً |