"azaltabilir" - Translation from Turkish to Arabic

    • يقلل
        
    Geçici bir tedbir olarak duygularını uyuşturmak güçlerinin yıkıcılığını azaltabilir. Open Subtitles تبليد مشاعرها يمكن أن يقلل من خطورة قواها.. تدبير مؤقت.
    Çalışmalara göre, ideal hidrasyon felç riskini azaltabilir, diyabeti yönetmenize yardımcı olabilir, potansiyel olarak bazı kanser türlerinin görülme olasılığını azaltır. TED الدراسات تؤكد أن ترطيب الجسم يقلل خطر السكتة الدماغية و موازنة السكر في الدم ، و يقلل خطر الإصابة بالسرطان
    Veya Malavi'de: Bir doğum merkezinde, anne ve bebek ölüm oranını büyük ölçüde azaltabilir miydik? TED أو في مالاوي: سألنا إذا كان وجود مركز للولادة يمكن أن يقلل جذرياً من معدل وفيات الحوامل والرضع.
    Tek basit bir vitamin, kalp hastalığı riskinizi azaltabilir. TED فيتامين واحد بسيط يمكنه أن يقلل خطر إصابتك بمرض القلب.
    Bu da cinsel dürtülerini azaltabilir. Open Subtitles وهو ما يمكن أن يقلل من قدرتهم على الانجاب
    Zamanla, kendi doktorun dozu azaltabilir. Open Subtitles عبر الزمن طبيبك الشخصي قد يقلل ذلك قليلا
    Eğer bu işçilerin sadece yarısı bile, zamanlarının %50'sinde bile uzaktan çalışsa, ABD'deki tasarruflar 500 milyar doları geçer ve sera gazlarını 54 milyon ton kadar azaltabilir. TED لو كان نصف هؤلاء العمال فقط يعملون عن بعد ولو 50 بالمائة من الوقت، فإن مقدار ما سيتم توفيره في الولايات سيتجاوز 500 مليار دولار، ويمكن أن يقلل من انبعاث الغازات الدفيئة بمقدار 54 مليون طن.
    Besin, ulaşım, elektrik, konut, ürünler ve diğer her şeye olan ihtiyacı ve buna bağlı olarak da salınımı büyük ölçüde azaltabilir. TED ‫والمباني والسلع وجميع ما تبقى ،‬ ‫مما يقلل من الانبعاثات.‬ ‫وسد الفجوات المتعلقة بالحصول على التعليم‬ ‫وتنظيم الأسرة ،‬
    Ancak mahalledeki şiddeti de azaltabilir, Open Subtitles لكن قد يقلل ايضاً من التمرد في هذا الحي
    25'inden önce evlenmek yüzde elli boşanma oranını azaltabilir. Open Subtitles الزواج قبل سن الـ 25 %يقلل من احتمل حدوث طلاق بنسبة 50
    Biyo-belirteç toplama verilerini kontrol ederek gelecekte gelişmiş bir araştırma ile böyle bir sistem, riskli hastaların biyobelirteç kan testi için doktora gitme ihtiyaçlarını önemli ölçüde azaltabilir. Çünkü bu cihazı her zaman taşıyabilirler ve gerçek zamanda biyo-belirteç artışını hissedebilirler. TED عن طريق التحقق من بيانات تركيز المؤشرات الحيوية، نظام مثل هذا، مع البحوث المتقدمة في المستقبل، يمكن أن يقلل بشكل كبير من حاجة مريض في خطر للذهاب إلى الطبيب لفحص المؤشرات الحيوية للدم، لأنه يمكن ارتداء الجهاز في كل الأوقات، ويستشعر ارتفاعات المؤشرات الحيوية في حينه.
    Hayatta kalma şansımızı azaltabilir. Open Subtitles قد يقلل ذلك من فرص نجاتنا
    Ayçiçeği tonlarca yağ üretir. Bu Catherine için yakıtı azaltabilir Open Subtitles نبتة دوار الشمس تنتج أطنان من الزيت هذا قد يقلل وقود (كاثرين) للعشر
    Ama düţünmek ţansýný azaltabilir. Open Subtitles لك التفكير يقلل من فرصك
    Bu duruma göre bu başlıkta yanlış olan ne: "Aspirin kalp krizi riskini azaltabilir" Çalışma, katılımcılar erkek olduğu için aspirinin erkeklerde kalp krizlerini azalttığına dair kanıtlar göstermektedir. TED بناءً على الموقف السابق، ما الخطأ الموجود في هذا العنوان؟ "الأسبيرين يمكن أن يقلل من خطر الإصابة بنوبات قلبية" في هذه الحالة، تُقدم الدراسة أدلّة على أن الأسبيرين يقلل من النوبات القلبية للرجال لأنّ جميع المشاركين كانوا رجالاً.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more