Son taramalarda çıkmamasına rağmen böbreğinin arkasındaki yumuşak dokuda ufak bir tümör olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | اعرف ان لديك ورم صغير في الانسجة الرخوة خلف كليتك والذي لم تظهره الاشعة الاخيرة |
O adamın yerinde olsaydım, böbreğinin beni manyaklaştıracağından endişelenirdim. | Open Subtitles | لو كنت مكان هذا الشخص لكنت قلقاً من أن تجعلني كليتك مخبولاً |
böbreğinin kasap bıçağıyla çıkarıldığını düşün. | Open Subtitles | كأنك تحاول اخراج كليتك بسكين زبد |
Bir keresinde, bir adamın böbreğinin dokunaçlarının çıktığını sırtında bir delik açıp mutfağımın zemininde bir oraya, bir buraya koşuşturduğunu görmüştüm. | Open Subtitles | إحدى المرات رأيت كِلية رجل نَمَت عليها مخالب تندفع من ظهره المهترئ من تلقاء نفسها وتدخل من خلال أرضية مطبخي |
Annen böbreğinin deforme olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أخبرتني والدتكِ أن لديكِ كِلية فاسدة |
Uyandığında, buz dolu bir küvettedir ve böbreğinin biri yoktur. | Open Subtitles | عندما استيقظ وجد نفسه في حمام مليء بالثلج وأدرك أن كليتيه قد استئصلت |
Uyandığında, buz dolu bir küvettedir ve böbreğinin biri yoktur. | Open Subtitles | عندما استيقظ وجد نفسه في حمام مليء بالثلج وأدرك أن كليتيه قد استئصلت |
- Ve müvekkilime daha sonra tekrar ilaç verildiği ve böbreğinin alındığına inandırıldığı doğru değil mi? | Open Subtitles | وأليس صحيحاً أنه خدر ثانيةً وخدع بأن كليتيه تم نزعها ؟ |