Bu kalp ritmi, sindirim ve solunum gibi fonksyonların düzenlenmesine yardımcı olmak için böbreküstü bezleri ve iç organlarla iletişimdeki ağ. | TED | وهو شبكة ترتبط مع الغدد الكظرية والأعضاء الداخلية للمساعدة في تنظيم وظائف الجسم مثل سرعة القلب، والهضم، والتنفس، |
Akut böbreküstü bezi yetersizliği, geçici komaya yol açabilir. | Open Subtitles | عجز حاد في الغدة الكظرية ربما يسبب الغيبوبة المؤقتة |
Teknik olarak sebep, böbreküstü bezlerindi. | Open Subtitles | حسناً، من الناحية الفنية، كانت غددك الكظرية تُفرز. |
Epifiz nörotoksini böbreküstü nörotoksinini nötralize eder. | Open Subtitles | هذا السم سيُبْطِلُ الغدة الكظرية لذلك السم |
böbreküstü bezlerindeki hasar, yetmezliğe sebep olur, bu da bayılmasını sağlar. | Open Subtitles | فتأذت غددها الكظرية مما سبب نقصا بالأدرينالين مما سبب الانهيار |
böbreküstü bezlerinin tepkisine bakarız. | Open Subtitles | ونرى أن كان غددها الكظرية ستستجيب وستسترق العملية نصف ساعة |
Böbreklerindeki nodüller ve böbreküstü bezlerindeki kanamalı lezyonlar yüksek tansiyonu işaret ediyor. | Open Subtitles | لذلك الكلى عقيدية. و تقرحات النزفية على غدده الكظرية. تشير ارتفاع ضغط الدم. |
10 yaşındaki Stan'in, bir tur grubuyla birlikte olacağının farkına varması, böbreküstü bezlerinin yavaşlamasına neden oldu. | Open Subtitles | لستان مارش البالغ 10 أعوام إدراكه أنه سيكون مع مجموعة تسبب في بطئ في الغدة الكظرية |
İşin aslı, böbreküstü bezlerinin hareketi, hiper-uyarılmaya sebep olur. | Open Subtitles | في الواقع إن نظام عمل الغدة الكظرية يسبب فرط اليقظة |
Uykusuzluktan aşırı çalışan böbreküstü bezi. | Open Subtitles | فرط نشاط الغدة الكظرية بسبب الحرمان من النوم |
vücutlarımızda böbreküstü bezleri olarak adlandırılan yapılar var. Vücudumuzun arka tarafındalar. | TED | في أجسادنا شيء يسمى الغدد الكظرية . إنهم في الجزء الخلفي من الجسم . |
ancak durumu çok uç noktada ve doğuştan böbreküstü bezi fazlalığı olarak adlandırılan bir durumu var. | TED | كانت حالته غريبة بشكل زائد جداً لحالة تسمى تضخم خلقي للغدة الكظرية . |
Feokromasitom, böbreküstü bezinin üstünde bulunur rast gele ve yüksek miktarda adrenalin salgılanmasına neden olur. | Open Subtitles | ورم "فيوكروموسايتوما" يجلس يرقد على الغدة الكظرية يبصق كميات كبيرة من الأشياء ممتاز |
böbreküstü bezlerine MR çekin. | Open Subtitles | اجروا رنيناً مغناطيسيّاً لغددها الكظرية |
böbreküstü bezinde bu bezler oldukça zengin oranda bulunur. | Open Subtitles | بعض الأنواع غنية بالغدد الكظرية. |
XX kromozomlarına sahip ve ana rahmindeyken, böbreküstü bezleri çok fazla çalışmış ve bu durum aslında erkeksi bir hormon ortamı yaratmış. | TED | كانت كروموسوماته XX ، وفي الرحم ، غدده الكظرية كانت في حالة نشاط زائد التي بدورها خلقت ، خاصة ، بيئة هرمونية ذكورية . |
Bu alarm çaldığı zaman, HPA aksı olarak da bilinen hipotalamik-pituiter ve böbreküstü sistemleri parasempatik sinir sistemine sinyal göndermek için beraber çalışır. | TED | عند تشغيل هذا المنبه، فإن أجهزة الغدة الكظرية والنخامية والهيبوتلاموسي، المعروفة باسم المحور HPA، تعمل سويًا لإرسال الإشارات إلى الجهاز العصبي اللاودي. |
- böbreküstü bezi olarak düşün. | Open Subtitles | -فكر فى ذلك كأنها الغدة الكظرية |
Acilen, hipotalamus'unuz hipofiz bezinize sinyal gönderir, o da böbreküstü bezinize sinyal göndererek şöyle der: "Stres hormonlarını sal! Adrenalin! | TED | على الفور، سيرسل المهاد (hypothalamus) إشارة إلى غدّتك النخامية التي ترسل بدورها إشارة إلى غدّتك الكظرية تقول فيها: "الافراج عن هرمونات التوتر! الأدرينالين! |