Parlamento bölünmüş durumda ama Birgitte altı gün daha kazandı. | Open Subtitles | البرلمان منقسم وهو نصر تكتيكي لنيبورغ لديها 6 ايام لترتيب اوراقها |
Ama mesele sadece eğitim değil. Frank, kongre bölünmüş durumda. | Open Subtitles | لكن ليس التعليم فقط , (فرانك) الكونعرس منقسم |
Avrupa bunu yapamıyor çünkü Avrupa projelerinde bir birlik olmadığı için Avrupa bölünmüş durumda. | TED | ولكن أوروبا لم تعد قادرة على القيام بذلك، لأن أوروبا أساسا منقسمة وذلك لانعدام التضامن خلال المشروع الأوروبي. |
Oradaki üniversiteler bölünmüş durumda. | Open Subtitles | - أعترف أن الجامعات هناك منقسمة |
Anket sonuçları. Ziyaretçiler konusunda ülke bölünmüş durumda. | Open Subtitles | أعداد إستطلاعِ الناس منقسمون حيال الزائرين |
Fae'ler ikiye bölünmüş durumda aydınlık ve karanlık taraf. | Open Subtitles | جماعة الـ (فاي) منقسمون الضوء والظلام |
Bugün Cezayir 1848 yılından beri üçe bölünmüş durumda. | Open Subtitles | " الجزائر" في الوقت الحاضر... منقسمة إلى ثلاثة أقسام منذ عام 1848 هيمقاطعاتفرنسية... |