Görevlerimizi yerine getirmek dışında yapabileceğimiz bir şey olmadığından bön bön bakmayı kesip işlerinizin başına dönün! | Open Subtitles | وليس ثمة شيء يمكننا فعله سوى أن نؤدي عملنا لذا كفوا عن التحديق ببلاهة وواصلوا عملكم |
Bana bön bön bakmaya değil içki için para ödüyorsun. | Open Subtitles | أنتَ تدفع لقاء المشروبات، ليس لتحدّق بي ببلاهة. |
Bana bön bön bakmaya değil içki için para ödüyorsun. | Open Subtitles | أنتَ تدفع لقاء المشروبات، ليس لتحدّق بي ببلاهة. |
Röntgen, burası bön bön Bakmak. Dedikodular duydum. | Open Subtitles | (ستولك)، أنا (غوك)، لقد تلقيتُ مُواصفاتك. |
- bön bön, kuşunuzla ilgili bir şeyler duydum. | Open Subtitles | أعلى يا (غوك)، سأحضر موقعاً لفتاتك. |
Bayan tuhaf konuşursa bön bön bakmak da yok. Çok ayıp. | Open Subtitles | ولا تحدقوا ببلاهة حين تتحدث السيّدة بغرابة، فهذه وقاحة |
Bu bön bön bakan zavallı pi..n yerine gözlerinin önünde duran şeyi neden görmüyorsun? | Open Subtitles | ... بدلاً من أن تحدقي في هذه الوغدة ببلاهة لماذا لا ترين ما هو أمام عينيكي مباشرة؟ |