Böyle anlarda, ailesinin seyretmiyor olmasını dilersiniz. | Open Subtitles | في لحظات كهذه نأمل ألا تكون عائلته تشاهد هذا |
Böyle anlarda insan kendini düşünmüyor. | Open Subtitles | فى لحظات كهذه لا يفكر المرء بنفسه |
Böyle anlarda suçluluk hissediyorum çünkü aslında tek gerçek dostumu düşünmem gerekir. | Open Subtitles | في أوقات كهذه أشعر بالذنب، لأنّه يجب علي التفكير بصديقي الوحيد والحقيقي |
Böyle anlarda, dünyanın bir zamanlar sahip olduğu güzelliği hissedebiliyorum. | Open Subtitles | في أوقات كهذه أستطيع أستشعار الجمال الذي كان مُسيطر على هذا العالم فيما مضى |
Böyle anlarda her şeyi kabul edersiniz, değil mi? | TED | حسنا، عندما تكون في تلك اللحظات المدمرة، فأنت حينها تقبل بأي شيء، صحيح؟ |
Böyle anlarda onun için en iyisi yalnız kalmamaktı. | Open Subtitles | سقط عدة مرات عندما مات، أفضل شيء أخذته منه هو عدم البقاء وحيدا |
Böyle anlarda, kendimi düşünüyorum, şuanda nerede olduğum hakkında ailemin hiçbir fikri yok | Open Subtitles | بمثل هذه اللحظات أفكر بداخل نفسي وأقول إن والدي لا يعملون بمكاني الآن |
Böyle anlarda ne kadar şanslı olduğumu fark ediyorum. | Open Subtitles | مثل هذه الأوقات التي تجعلني أدرك كم أنا محظوظه حقاً. |
Böyle anlarda, senin kalp atışlarını, kendiminki kadar net duyabiliyorum. | Open Subtitles | في لحظات كهذه أشعر بدقات قلبك وكأنها لي |
Böyle anlarda kendimi öldürmek istiyorum. | Open Subtitles | في لحظات كهذه أود الانتحار |
Julie, biliyorum beni çok kıskanıyorsun ve bu Böyle anlarda ortaya çıkar, ama şu an gerçekten çok kırılganım. | Open Subtitles | جولي)، أعلم بأنك تغارين مني لأبعد الحدود) وهذا يظهر في لحظات كهذه لكنني هش الآن |
Graysonlar Böyle anlarda kenetlenme eğilimindedir. | Open Subtitles | يميل آلـ(غريسون) للانغلاق على أنفسهم في لحظات كهذه |
Tracy Brand, işte Böyle anlarda STAR Labs'in sadece güzel beyinler için bir liman olmadığını hatılıyorum. | Open Subtitles | (ترايسي براند)، أتعلمين أن لحظات كهذه تذكرني أن معامل "ستار" ليست مجرد ملاذًا للعقول الجميلة |
Böyle anlarda, karımı çok özlüyorum. | Open Subtitles | في أوقات كهذه ، انا افتقدها كثيراً |
Böyle anlarda onun eksikliğini daha çok hissederiz. | Open Subtitles | في أوقات كهذه نشعر بفقدانه بشكل أكبر |
Böyle anlarda | Open Subtitles | " في أوقات كهذه " |
Böyle anlarda, vücudunuzu dinleyemezsiniz. | Open Subtitles | في تلك اللحظات لايمكنك ان تستمع الى جسدك |
Böyle anlarda... başka hiçbir şeyin önemi kalmaz. | Open Subtitles | في تلك اللحظات يضمحل كل شيء آخر |
Böyle anlarda onun için en iyisi yalnız kalmamaktı. | Open Subtitles | سقط عدة مرات عندما مات، أفضل شيء أخذته منه هو عدم البقاء وحيدا |
Böyle anlarda ne kadar garip davranışlarda bulunuruz. | Open Subtitles | كم من الغريــب تصــرفنا في مثل هذه اللحظات |
Tamamen. Böyle anlarda, doğru yolu seçtiğime inanıyorum. | Open Subtitles | مثل هذه الأوقات هي التي توضح لي اني اخترت الطريق الصحيح |