Ama böyle bir hikâye, yani... senin gibi centilmen biri ve kafayı yemiş bir jeolog... ve karanlık mezarlardan çıkarılan, boğazı kesilmiş fahişeler... ve mahrem yerleri de aynen. | Open Subtitles | لكن قصة كهذه تستعرض رجلًا بمكانتك وجيولوجي ومجنون وعاهرات نبشن من قبورهن الضحلة مذبوحات من الوريد إلى الوريد والأمر نفسه حصل لأعضائهن |
Memur Bey, lütfen, anlayın... basit bir cezadan kurtulmak için böyle bir hikâye uydurmama gerek yok. | Open Subtitles | أيها الضابط، من فضلك تفهم الأمر فلن أختلق قصة كهذه كي أهرب من مُخالفة لاقيمة لها! |
Peki. Öyleyse, niye Rafael'in annesi böyle bir hikaye uydursun, Chino? | Open Subtitles | حسناً، فلمَ إذاً تختلق أمّ (رافاييل) تلك الحكاية يا (تشينو)؟ |
Peki. Öyleyse, niye Rafael'in annesi böyle bir hikaye uydursun, Chino? | Open Subtitles | حسناً، فلمَ إذاً تختلق أمّ (رافاييل) تلك الحكاية يا (تشينو)؟ |
böyle bir hikâye uydurduysa, seni gerçekten görmek istiyor olmalı. | Open Subtitles | لابد وأنة يرد حقاً أن يراكي ليختلق قصة كهذة |
Ancak inanıyorum ki Batı ülkelerinde anlatılmayı bekleyen böyle bir hikâye var. | TED | لكن أعتقد أنه في الدول الغربية، هناك قصة من هذا القبيل في انتظار سردها. |
Onun böyle bir hikaye anlatması için o ambarda ne olduğunu gerçekten bilmek isterdim. | Open Subtitles | ... جاء الوقت، أنا أنا أحب حقا أن أعرف الذي حدث في ذلك المخزن لجعلها تقص قصّة مثل تلك |
böyle bir hikâye uydurduysa, seni gerçekten görmek istiyor olmalı. | Open Subtitles | لابد وأنة يرد حقاً أن يراكي ليختلق قصة كهذة |
İnsanın, kendine böyle bir hikâye anlatan bir ülkeye neden hizmet etmek isteyeceğini anlarım. | Open Subtitles | أستطيع أن أفهم لماذا رجل قد يرغب في خدمة أمته التي تروي نفسها قصة من هذا القبيل |
İnsanın, kendine böyle bir hikâye anlatan bir ülkeye neden hizmet etmek isteyeceğini anlarım. | Open Subtitles | أستطيع أن أفهم لماذا رجل قد يرغب في خدمة أمته التي تروي نفسها قصة من هذا القبيل |
Hayatım boyunca böyle bir hikaye duymamıştım. | Open Subtitles | ما سمعت من قبل قصّة مثل تلك في حياتي. |