| Ben böyle bir işe uygun değilim. | Open Subtitles | أنا لست مؤهلاً لهذا النوع من العمل. |
| böyle bir işe kız arkadaşınızı getirirken ne düşünüyordunuz? | Open Subtitles | ما الذى جعلك تُحضر فتاتك هنا فى مهمة كهذه ؟ |
| böyle bir işe girmek için insan çok çaresiz olmalı. | Open Subtitles | لا بد أنك حقير يائس لتقبل مهمة كهذه |
| Pete Garrison'ın böyle bir işe bulaştığına inanmak zor, biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنه من الصعب تصديق أن بيت غاريسون يمكن أن يكون تورط بأمر كهذا. |
| Bir bildiğim olmasa böyle bir işe kalkışmazdım, değil mi? | Open Subtitles | حسناً, ما كنتُ لأريد القيام بأمر كهذا ولكن إلا لأنني أعرف, أليس كذلك؟ |
| Götün tekiymiş ama böyle bir işe kalkışacak kadar zeki değilmiş. | Open Subtitles | وليس ذكيًا كفاية لينخرط بأمر كهذا |
| Nasıl böyle bir işe kalkıştın? | Open Subtitles | كيف تورط نفسك بأمر كهذا ؟ |