| Servisimi genişletmek istiyorum ama onun bütçeyle ilgili başka planları var. | Open Subtitles | كنت سأقم بتوسيع قسمي وهو يتبع نهج مختلف في تحديد الميزانية |
| Tamam, bu bütçeyle ordövrler için üç, şampanya için de iki tane garson tutabiliriz. | Open Subtitles | بهذه الميزانية يمكننا الحصول على 3 نوادل لفترة تقديم المقبلات اثنان للشمبانيا |
| Pazarlamacılar çok sınırlı bütçeyle marka oluşturmakla görevlendirilirler bu nedenle, insanları öbek öbek kategorize ederek hedeflerine daha hızlı ulaşmaları için biraz teşvik var. | TED | عليهم تأسيس ماركات بميزانية محدودة، لذا فهناك ما يدفعهم لتصنيف الأشخاص في خانات ليصلوا لأهدافهم سريعاً. |
| Demem o ki, neredeyse hiç tecrübesi olmayan, bir avuç sinema öğrencisinin yetersiz bir bütçeyle iş yapmaya çalışması gayet etkileyici bir şey. | Open Subtitles | أعني، إنه رائع جدا كفيلم لمجموعة طلاب تعمل بميزانية ضعيفة مع قليلا أو ربما بدون خبرة |
| Bayım bu sabah kafamda aylık 1000 Dolarlık bir bütçeyle uyandım. | Open Subtitles | سيدي، استيقظت هذا الصباح راسماً في ذهني ميزانية بألف دولار شهرياً |
| Deneyin sonunda, kendi bebeğinize sahip olup onunla ilgilenebileceksiniz ve ailenizi, size verdiğimiz bütçeyle idare edeceksiniz. | Open Subtitles | وبحلول نهاية هذه التجربة ، سيكون لديك العناية والرعاية الخاصة برضيعك وكذلك نجاح في ميزانية الأسرة تخصكم |
| - Bugün bütçeyle ilgili bir şey var mıydı? | Open Subtitles | هل لدينا أي بند متعلق بالميزانية في جدول اليوم؟ |
| Senin uygun gördüğün herhangi bir bütçeyle çalışabilirim. | Open Subtitles | سوف اعمل على اي ميزانيه ترينها ملائمة |
| Dar bir bütçeyle harikalar yaratmışsın. | Open Subtitles | مدهش ما فعلته بمثل هذه الميزانية المتواضعة |
| Güzel. bütçeyle ilgili bazı düzenlemeler üzerinde çalışıyorum. | Open Subtitles | لقد تم العمل على بعض الميزانية المناورات في الوقت الراهن |
| Ne kadarlık bir bütçeyle çalışmam gerekiyor? | Open Subtitles | حسناً ، إذاً ، ما نوع الميزانية التي عليَّ أن أعمل بها |
| O kadar bütçeyle yapabileceklerini düşün. | Open Subtitles | فكر بما كان بإمكانك إنجازه مع الميزانية الحقيقية. |
| Duvara toslamamızın sebebi ileri seviye bir araştırmaya dar bir bütçeyle girişmemiz. | Open Subtitles | ما لم نحققه يعتبر عواقب محاولة الجيل التالي للبحث بميزانية ضعيفة |
| O yüzden sıradaki sorum şuydu, düşük bütçeyle sağlıklı beslenmek mümkün mü? | Open Subtitles | فسؤالي التالي كان: أمن الممكن تناول طعام صحّي بميزانية محدودة؟ |
| Düşük bütçeyle güzel düğün nasıl yapılır? | Open Subtitles | كيف تكونين حفل زفاف جميلاً بميزانية أقل" |
| Bu bütçeyle Danimarka'da yeni bir sayfa açılmış olacak. | Open Subtitles | ميزانية تمثل نقطة تحول في السياسة الدنماركية |
| Kısıtlı bütçeyle üç çocuk büyütmeni izledim. | Open Subtitles | شاهدتك تربين ثلاثة اطفال في ميزانية شريط حذاء |
| Belirli bir bütçeyle anca bu kadar tabii. | Open Subtitles | إنّه مخبأ متواضع بُنيَ على ميزانية مخفضة. |
| Bu bütçeyle bu şovu satamayız. 7 gün, 24 saat akış olmalı. | Open Subtitles | لا نَستطيعُ عرض هذا البرنامج بالميزانية التىأعطوها. |
| Bu bütçeyle alakalı. | Open Subtitles | -هذا يتعلق بالميزانية - أعلم مقدار أهمية .. |
| Mary'nin tek istediği daha yüksek bir bütçeyle... - ... | Open Subtitles | أعني , كل ماتريده هو ميزانيه كبيرة |