Bir iş bitiyorsun, bütün bir hafta senin pis kokunu çekmek zorunda kalıyoruz... | Open Subtitles | لقد أنجزت صفقة , تحدث عنها المكتب كله لأسبوع كامل |
Ve bütün bir hafta bir hayalet bile görmediğimin garip olduğunu biliyorsun | Open Subtitles | أتعرف مالغريب في الأمر؟ أني لم أرى أي شبح لأسبوع كامل |
Ama, elbette biz bütün bir hafta kalmadık. | Open Subtitles | ولكن, بالتأكيد,لن نبقى هنا لأسبوع كامل |
bütün bir hafta boyunca bunlardan yiyebiliriz. | Open Subtitles | حسناً، تستطيعوا أن تستمتعوا طوال الأسبوع هكذا. |
bütün bir hafta domuzlardan konuşuldu. | Open Subtitles | تحدثنا عن الخنازير طوال الأسبوع |
Pardon? bütün bir hafta çok stresli ve gerdindin, | Open Subtitles | إعني أنّك كنت عابسا طوال الأسبوع |
Bir gurme kahve, bir! Çocuklarımızı okullarda beslemek için bütün bir hafta harcadığımızdan daha fazla. | TED | قهوة ذواقة واحدة واحدة , أكثر .. نحن ننفق أكثر من ما ننفقه لاطعام أبنائنا لمدة أسبوع كامل في مدارسنا |
Ama bütün bir hafta boyunca sebatla bağlı kalınan böyle kararlar... bir umutsuzluk anında bozuluverir. | Open Subtitles | لكن مثل هذه القرارات ربما تعتبر صامدة لمدة أسبوع كامل متروكة لبعض لحظات اليأس |
bütün bir hafta boyunca mı? | Open Subtitles | لأسبوع كامل ؟ |
Chad bütün bir hafta boyunca kıyafeti üzerinde çalıştı. Onu hayal kırıklığına uğratamam. | Open Subtitles | (تشاد) يعمل بلِباسه طوال الأسبوع لا يمكنني أن أغيّره |
Washington'daki Senato ofislerin neredeyse tamamının telefonları, bütün bir hafta boyunca hiç susmadı. | Open Subtitles | (في كلّ مكتب عضو مجلس شيوخ في (واشنطن .تقريبًا، الهواتف كانت مشغولة طوال الأسبوع |
Yargıç Thomas bütün bir hafta boyunca hiç konuşmadı, yine de, kendisine yapılan suçlamayı reddettiğini daha önce açıklamıştı. | Open Subtitles | الدولة لم تسمع من القاضي ،توماس) شخصيًّا طوال الأسبوع) على الرغم أنّه أدلى بيانًا يُنكر به .جميع التُهم التي ضدّه |
Baba ve oğul, bütün bir hafta yalnızız. | Open Subtitles | أسبوع كامل لوحدنا. أراك عند العشاء. |
bütün bir hafta gidemezsem beni kovarlar. | Open Subtitles | إذا غبت لمدة أسبوع كامل ، سيطردوني |