"bütün eğlenceyi" - Translation from Turkish to Arabic

• كل المرح
• كل المتعة
• كل الإثارة
• المرح كله
• كلّ المتعة
• الذى سوف يتمتع
• تحظى بكل المرح

Harika, bir kereliğine işten kaytarıyorum ve Bütün eğlenceyi kaçırıyorum.
لقد غبت عن العمل لدقيقة , فافتقدت كل المرح

Neden Bütün eğlenceyi ahlak birimine bırakalım ki?
لماذا نائب المدير دائماَ يحصل على كل المرح ؟

- Gidersem Bütün eğlenceyi ve macerayı kaçırmış olurdum ama.
فلمَ لاترحل ؟ لو فعلتُ ذلك فأظنني سأفوّت كل المرح والمغامرة

Ta ki patronlar orda biri var diyene kadar ve bu olduğunda Bütün eğlenceyi kaçıracaksın ufaklık.
حتى يقول القادة ذلك وحينها ستفوتك كل المتعة أيها الشاب

- Bütün eğlenceyi Bob'la sen yaşamayın ama, değil mi?
نعم، لقد فكرنا بأنه لماذا يجب أن تأخذي أنتِ و بوب كل المتعة

İyi. Bütün eğlenceyi kaçıracaksın o zaman.
حسناً,أراهن أنك تفوت كل الإثارة

Devam et, Prudence. Bütün eğlenceyi kaçırıyorsun.
هيا برودنس سوف يفوتك المرح كله

Neden Bütün eğlenceyi adli tıbba bırakalım?
هيا لم تترك كل المرح للطبيب الشرعي؟

Yapma. Bütün eğlenceyi adli tabibe bırakmayacaksın, herhalde.
هيا لم تترك كل المرح للطبيب الشرعي؟

Bütün eğlenceyi adli tabibe bırakmayacaksın, herhalde.
هيا، لم تترك كل المرح للطبيب الشرعي؟

Bütün eğlenceyi kaçıracağımı biliyordum.
عرفت ذلك إنني أفوت كل المرح

Uyan bakalım. Bütün eğlenceyi kaçırıyorsun.
أنت متغيبة عن كل المرح

Umarım Bütün eğlenceyi kaçırmamışımdır.
أتمنى أني لم أضيع كل المرح

Bütün eğlenceyi onlara mı bıraksaydım?
أدعهم يحصلوا على كل المرح ؟

Ne, Bütün eğlenceyi kaçırayım mı?
ماذا ؟ و أضيع كل المرح ؟ كلا

Sürpriz olayını falan anlıyorum ama Bütün eğlenceyi kaçırıyor.
أعني أنني أتفهم لذة المفاجأة وما إلى ذلك. ولكنها تفوّت على نفسها كل المتعة.

Bizi dışarıya çıkarmadı ve Bütün eğlenceyi kaçırdık.
لذا أبقتنا في الداخل وفاتتنا كل المتعة

- Lütfen, Bütün eğlenceyi o kapıyor.
ماذا دهاكِ, أيحصل هو على كل المتعة

Sanırım Bütün eğlenceyi kaçırdım.
أعتقد بأنني فوت كل الإثارة

Belki Jessica'ya bunları yapan Azazel'di ama Bütün eğlenceyi ben yaşadım!
(هذا صحيح ، قد يكون (أزيزَل) من قرر قتل (جسيكا و لكن يا رجل ، أنا من حصل على المرح كله

Hayatım. Gelsene. Bütün eğlenceyi kaçırıyorsun.
عزيزتي، تعالي إنّكِ تفوّتين كلّ المتعة

Benim günüm olması gerekiyor ama Bütün eğlenceyi o yaşıyor.
من المُفترض أن يكون ذلك يومي أنا, و هو الذى سوف يتمتع فيه

- Bütün eğlenceyi sana mı bırakayım?
وأتركك تحظى بكل المرح ؟