Eğer büyü ile Dark Knight savaşmak istiyorum , bu ne ihtiyaç vardır. | Open Subtitles | إذا كنتم نريدون محاربة الفارس المظلم بالسحر ، هذا ما تحتاجونه |
Yani, büyü ile çok kötü yaptı. | Open Subtitles | أعني ، لقد فعلنا الكثير من الأشياء السيئة بالسحر |
Tek bildiğim bu büyü ile ilgili bir şey vardır , ne olursa olsun, bir. | Open Subtitles | . كل ما أعرفه ، مهما كان ، فله علاقة بالسحر |
Biz bile kayıp-cadı büyü ile çağrı olamazdı. | Open Subtitles | لم نستطع أن نتصل بك بتعويذة . البحث عن ساحرة ضائعة |
Çocuğu bir büyü ile iyileştirmiş ve bir başka büyüyü de sen tam olarak geliştiğinde çıkacak şekilde yaptı. | Open Subtitles | لقد شفت الفتى بتعويذة واحدة وقامت بتنفيذ أخرى و التي ستُفعل عندما ينضج الفتى |
Adı Daniel'di. Cesedini bir büyü ile muhafaza ettim. | Open Subtitles | اسمه (دانييل) حفظتُ جسده بتعويذةٍ سحريّة |
Onların saldırgan güçler geleneksel olarak iyi büyü ile ilişkili bulunmaktadır. | Open Subtitles | قواهم المستخدم مرتبطة . بشكل تقليدي مع السحر الجيد |
Yani benim harika konuşmamdan sonra bile kişiliğini büyü ile değiştirecek misin? | Open Subtitles | انتظري , توقفي , حسنا , اذن بعد حديثي العظيم سوف تستمرين لتغيير شخصيتك بالسحر ؟ |
Hayatım boyunca ne büyü ile ne de başka bir şekilde çarşaf yıkamışlığım var. | Open Subtitles | أنا فى حياتيِ لم أُقم بغسل الملابس .سواء بالسحر أو بغيره |
Ethan Conant, Charles Meade'in onu büyü ile tehdit ettiğini söyledi. | Open Subtitles | "إيثان كونانت" قال ان "تشارليز مايد" هدده بالسحر |
Bu Alex'in beni büyü ile korkmadım bir yere ilk getirişi. | Open Subtitles | هذه اول مرة تاخذني (اليكس ) الى مكان بالسحر ولا يرعبني |
büyü ile dolu bir yer ve hayallerin ötesinde harikalar. | Open Subtitles | مكان مليء بالسحر و عجائب تتخطّى الخيال |
Kara büyü ile dolu biri o. | Open Subtitles | إنها مليئة بالسحر الأسود |
Kara büyü ile dolu olduğu açıkça görülüyor. | Open Subtitles | فهى مليئة بالسحر الأسود |
İzi tamamlayıp haritan olsa bile aradığı şey sadece belirli tip bir cadının yapabileceği bir büyü ile mühürlü. | Open Subtitles | حتّى إذا اكتلمت العلامة ... وحصلت على الخريطة فإنّ الترياق موصد بتعويذة نسل بعينه من الساحرات بوسعه إجرائها |
Kapı karmaşık bir büyü ile mühürlenmişti. | Open Subtitles | الباب كان موصدًا بتعويذة معقّدة. |
Bu kalem ve mürekkep büyü ile büyülenmiş durumda. | Open Subtitles | هذا القلم والحبر مسحوران بتعويذة |
Bunu nasıl yapacak, bir tür büyü ile mi? | Open Subtitles | كيف يتولى ذلك بتعويذة سحرية نوع ما ؟ |
Öyleyse bu bir büyü ile kilitlenmiş demektir. | Open Subtitles | -إذاً فهو مُغلقٌ بتعويذةٍ . |
No O var büyü ile bir sorun biraz türüdür. | Open Subtitles | لا . لديه مشكلة صغيرة مع السحر |
Bir çeşit büyü ile bağlantılı bilgisayar yazılımı. | Open Subtitles | - برنامج يتداخل مع السحر. |