"büyük bir çoğunluğu" - Translation from Turkish to Arabic

    • الغالبية العظمى من
        
    • الأغلبية الساحقة من
        
    • الأغلبية العظمى
        
    Galaksilerin büyük bir çoğunluğu bizden o kadar hızla kopuyor ki onlardan gelen ışık bize hiç ulaşmayabilir. TED الغالبية العظمى من المجرات تتباعد عنّا بسرعة كبيرة لدرجة أنّ الضوء الصّادر منها قد لن يصلنا أبدا.
    204 kişiden 20 kişi demek, Afrikalı liderlerin çoğunluğu... ...büyük bir çoğunluğu halkını yüzüstü bıraktı. TED 20 من أصل 204 يعني أن الغالبية، الغالبية العظمى من الزعماء الأفارقة ، وأفشلت شعوبها.
    Kıdemli Çin liderlerinin büyük bir çoğunluğu zirveye giden yol için çalışıp yarıştılar. TED الغالبية العظمى من كبار القادة الصينيين عملوا وتنافسوا للوصول للقمة.
    2005'ten beri, Kamboçya'daki yetimhanelerin sayısı %75 oranında arttı ve Kamboçya'da yetimhanelerde yaşayan çocukların sayısı neredeyse iki katına çıktı, her ne kadar yetimhanede yaşayan çocukların büyük bir çoğunluğu geleneksel anlamda yetim olmasa da. TED منذ عام 2005 ازداد عدد دور الأيتام في كومبوديا بنسبة 75 بالمئة، كما تضاعف عدد الأطفال الذين يعيشون في دور الأيتام في كومبوديا إلى الضعف تقريبًا، على الرغم من حقيقة أن الأغلبية الساحقة من الأطفال الذين يعيشون في دور الأيتام هذه لم يكونوا أيتامًا كما هو متعارف عليه.
    büyük bir çoğunluğu, hiç kimse için insani olmayan şartlardaki mülteci kamplarında kalıyor. TED الأغلبية العظمى منهم تبقى في معكسرات المهاجرين، والتي لا يمكن تعريفها كإنسانية بأي شكل من الأشكال.
    Farklı senaryolar için parametreleri ekleyebiliriz, fakat benzetim dizisinin büyük bir çoğunluğu kullanıcının zihninden geliyor. Open Subtitles حسناً , يمكننا إدخال معالجات لسيناريوهات مختلفة , لكن الغالبية العظمى من المحاكاة تأتي من عقل المستخدم
    Kişi başına düşen gelir bakımından... ...Portekiz'le eşit olmasına rağmen... ...halkının büyük bir çoğunluğu... ...gerçekten sefalet içinde yaşıyor. TED الغالبية العظمى من شعبها يعيشون في حياة بائسة جـــــــداً على الرغم من دخل الفرد الذي على قدم المساواة مع دول البرتغال.
    Ama bizim ülkemizde, bu ülkede, ABD'de, evet bazı çok şeker Lester'larımız var, hatta birçoğu da şu anda bu salonda, ama Lester'ların büyük bir çoğunluğu Lester'lar için hareket etmekte, çünkü on binde 5'lik payı oluşturanlar, kamu yararı için biraraya gelmediler. TED ولكن في بلادنا، في هذه البلاد، في الولايات المتحدة الأمريكية، يوجد بالتأكيد بعض اللستريين اللطفاء, العديد منهم في هذه الغرفة هنا اليوم، لكن الغالبية العظمى من اللستريين تعمل من أجل اللستريين لأن التحالفات المتغيرة التي تشكل ال 0.5 من المائة لا تعمل من اجل الصالح العام.
    Bu konuşmanın büyük bir kısmını oluşturan ABD'ye giren uyuşturuculara bakarsanız bu uyuşturucuların büyük bir çoğunluğu limanlardan ve diğer giriş noktalarından giriyor, sınırdan geçen insanların sırt çantalarından değil. TED وإذا نظرنا إلى المخدرات التي تدخل الولايات المتحدة والتي مثلت جزءًا كبيرًا من هذا الحديث؛ فإن الغالبية العظمى من هذه المخدرات تدخل من موانئنا ومن بعض المنافذ الأخرى وليس في حقائب ظهر يحملها أشخاص يعبرون الحدود.
    Yani eğer yetimhanede yaşayan çocukların büyük bir çoğunluğu yetim değilse, o zaman "yetimhane" kavramı gerçekte kalıcı bakım kurumunun sadece örtmeceli ismi. TED لذا إن كانت الأغلبية الساحقة من الأطفال الذين يعيشون في الدور ليسوا أيتامًا، إذن مصطلح "دور أيتام" هو مجرد اسم تلطيفي لمؤسسة رعاية سكنية.
    Yeryüzündeki organizmaların büyük bir çoğunluğu bilim için hala bir bilinmez konumundadır. TED الأغلبية العظمى من الكائنات الحية لا تزال غير معروفة للعلم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more