O yaz Büyük Kanyon'da tatildeydik. | Open Subtitles | في إحدى فصول الصيف قضينا عطلة في الوادي الكبير |
Biz de Büyük Kanyon'a kadar takip ettik, atındayken vurduk. | Open Subtitles | لذا طاردناه عبر الوادي الكبير وأطلقنا النار عليه لقد كان شريفاً، بدا وكأنه شريف |
Dünya'daki Büyük Kanyon'a benziyor, sadece çok fazla büyük. | TED | و هو شبيه بالـ غراند كانيون على الأرض، إلا أنه أكبر بكثير |
Ve bunun sebebi de, birçoğunuz Büyük Kanyon'a gitmişsinizdir, ve Büyük Kanyon'un duvarlarını görmüşsünüzdür, ve o katmanları da görürsünüz. | TED | و ذلك لنفس السبب الذي دفع العديد منكم إلى الذهاب إلى غراند كانيون و كما ترون في جدار الغراند كانيون، توجد هناك طبقات |
Büyük Kanyon'dan veya Washington Anıtı'ndan aksine insanlar buraya artık burda olmayan birşeyi görmeye geliyor. | TED | على خلاف جراند كانيون أو نصب واشنطن فإن الناس تأتي هنا لرؤية الذي لم يعد موجودا |
Batı rotasından giden kuşlar Büyük Kanyon gibi tehlikeli çöllerden geçmek zorundalar. | Open Subtitles | الطيورالتي تأخذ الطريق الغربي, عليها عبور الصحراء الخطرة. مثل جراند كانيون. |
Bilmediklerin Büyük Kanyon'u doldurur, evlat. | Open Subtitles | ما لا تعرفه سوف يملاً الوادي العظيم يا بني |
Fakat Büyük Kanyon yarları gibi kumtaşı yamaçlar da hava akımını yukarıya yansıtır. | Open Subtitles | ولكن مثل جدران الجراند كانيون, دعامات الاحجار الرملية الضخمة تصرف الهواء نحو الأعلى. |
Sonra, Kolorado nehrini boydan boya geçip, ivintilerde kürek çekerek, ki bu hayatımda yaptığım tartışmasız en korku verici şeydi, Büyük Kanyon'u geçtim. | Open Subtitles | لذا ذهبت عبر نهر كاليرادو كل الطريق الى الى الوادى الكبير والشلالات وتعتبر اكثر شىء يخوف مما قمت |
Büyük Kanyon üzerinden hizla uçuyor, digeri de öyle. | Open Subtitles | إنه يطير مثل الخفاش فوق الوادي الكبير و الأخر |
Bir kaç ay sonra Büyük Kanyon'dan bir karpostal aldım. | Open Subtitles | بعد بضعة شهور، تلقيّتُ بطاقة بريديّة، -من "الوادي الكبير " |
Pekala, eğer Büyük Kanyon'u beğenmediyseniz... | Open Subtitles | نعم. نعم, ان لم يكن الوادي الكبير هو مكان سعادتكم |
Ve kızım Katie 13 yaşına bastığında, o ve ben, Katie'in ilk defa cesaretli ve güçlü olduğunu öğrendiği Büyük Kanyon'un dibinde 2 hafta vakit geçirdik. | TED | وعندما بغلت ابنتي كايتي سن 13، أمضينا أسبوعين بمنتزه غراند كانيون الوطني، وهناك اكتشفت كايتي للمرة الأولى مدى قوتها وشجاعتها. |
Muhteşem ve harikulade bir gezintiydi. Buz gibi bir su, kabarmış kuru bir hava, örümcekler, yılanlar, Büyük Kanyon'un duvarlarından gelen yaban hayatı iniltileri -- Dünya'nın tüm harika tarafları kontrolümüzün dışında. | TED | كانت رحلةً جميلة ورائعة مياه متجمدة ,طقس حار جاف عقارب , أفاعي حياة برية تعوي من خلال جدران غراند كانيون كل الجانب البهي لهذا العالم خارج سيطرتنا |
Büyük Kanyon'un kuzey ucunda görebileceğiniz en bereketli ormanlar vardır. | Open Subtitles | بجانب الحافّة الشمالية من "غراند كانيون" هناك غابة خصبة لم تروا مثلها |
Sanırım Büyük Kanyon yakınlarındayız. | Open Subtitles | أعتقد أننا نحصل على بالقرب من جراند كانيون. |
Sanırım bu yüzden adına Büyük Kanyon demişler. | Open Subtitles | انا اعتقد ان هذا هو السبب في أنها نسميها جراند كانيون. |
Bu arada soran olursa bizi Büyük Kanyon'un yakınında bile görmediniz. | Open Subtitles | يا وإذا طلب أي شخص، كنا أي مكان بالقرب من جراند كانيون. |
"Neden büyük kanyona Büyük Kanyon denir?" | Open Subtitles | لماذا سمّي الوادي العظيم بإسمه بالوادي العظيم؟ |
Büyük Kanyon hikâyeni taklit etmeye çalışırken az kalsın havuza düşüyordu. | Open Subtitles | وحاول تقليد إنطباعك عن الوادي العظيم وكاد أن يسقط بالمسبح |
Büyük Kanyon'un dibine ulaşınca onu bırakır ve işine bakarsın. | Open Subtitles | هل ذهبت الى الجراند كانيون تسقطها وتقوم بعملك |
Büyük Kanyon'a gittiğimizde, sadece koca bir yarık olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | عندما ذهبنا الى الوادى الكبير قلت عنه انه مجرد مكان فارغ |
Büyük Kanyon tam bir bakir doğa ve tüm övgüleri hak ediyor. | TED | الأخدود العظيم هو حقاً منطقة برية ويستحق كل هذا العمل البطولي. |
Bir Büyük Kanyon'a yetecek kadar C- 4 varmış. | Open Subtitles | المكان ملغم بمتفجرات سي 4 كافيه لجعله وادي كبير |