"büyükannesine" - Translation from Turkish to Arabic

• جدتها
• جدته
• لجدته
• لجدتها
• بجدّتها

Başlangıçta görevinin büyük büyükannesine tecavüz edecek beyaz bir adamın hayatını kurtarmak olduğunu öğrenir.
بشكلٍ مبكرٍ في القصة تكتشفُ الشخصية أن مهمتها هي إنقاذ حياة الرجل الأبيض الذي لاحقًا سيغتصب والدة جدتها.

Anastasya'yı büyükannesine kavuşturmaya gidiyoruz. - Sen ona çok benziyorsun.
نحن سنجمع شمل الدوقة العظيمة أناستاشيا مع جدتها

Annesi ile babası onu 3 yasında iken büyükannesine bırakıp,.... ...şanslarını denemek için Amerika´ya gitmişler.
كان عندها ثلاث سنوات عندما تركها أبواها .مع جدتها ورحلو إلي أمريكا ليجربوا حظهم

Bu kadar sevdiği büyükannesine yakınlaştıkça daha da güçlenen bir lanet.
لعنة تزدادُ قوةً كلما اصبح اقرب الى جدته التي يحبها ؟

Panah, Tahereh ile beraber büyükannesine hediye almaya gitti.
بناه ذهب مع طاهرة لإعطاء جدته هدية العام الجديد

Beyefendi de kolyenin manevi değerinden ve büyükannesine ait olduğundan falan bahsetti.
السيد تحدث كثيرًا عن قيمة القلادة العاطفية، أنها لجدته...

büyükannesine doğum günü tebriği için bir teşekkür notu yazmalıyız.
علينا كتابة بطاقة معايدة لجدتها بمناسبة عيد ميلادها

Buradan öylece gidemez, hemen büyükannesine koşar.
لايمكنها المغادرة المكان ستذهب مباشرةً الى جدتها

Evet, büyükannesine ötmeden önce ne kadar erken yaparsak o kadar iyi.
وكلما كان مبكراً كان افضل قبل ان تتكلم الى جدتها قبل ان يسمع اي شخص اخر

Çocuğunu büyükannesine bıraktı sonra da bankaya uğrayıp yüklü miktarda para çekti.
وضع ابنته عند جدتها, ثم توقف عند البنك وأخرج معه سحب نقدي كبير

Bence en iyisi onu büyükannesine götürmen olacak.
لا,أظن أنه من الأفضل اذا أوصلتها عند بيت جدتها

Büyükbabamın kızın büyükannesine aşık olmasına da inanamıyorum.
أنا لا أصدّق أن جدها وقعة من أجل جدتها

Shana'nın büyükannesine doğrudan gönderebilirsiniz.
أعتقد يمكنك إرساله إلى جدتها مباشرةً

- büyükannesine doğru yürüyüşe çıktı.
- انها تتمشى, عند جدتها.

Eğer çocuk büyükannesine "anne" diyor... annesine de "Pam" diyorsa, hapse gireceği kesin.
لو أن طفل يدعو جدته ماما وأمه يسميها " بام " فسوف يدخل السجن

Matt'e telefon geldi ve büyükannesine yardım etmesi gerekti. Üzüldüm.
اضطر للتوقف في المنزل ليساعد جدته

Bunun büyükannesine ait olduğunu söylemişti.
قال هذه المادة عاد إلى جدته.

büyükannesine, ona göz kulak olacağıma söz vermiştim.
لقد وعدت جدته بأني سأعتني به

Daniel'i hafta sonu için büyükannesine gönderdim. Sonunda buna bir son vereceğim.
أرسلت (دانيال) لقضاء العطلة الأسبوعية مع جدته

Bu yüzden mi oğlunuzu büyükannesine bıraktınız?
ألهذا اخذتيه لجدته ؟

Hala büyükannesine getirilişini ya da onu gördüğünü hatırlamadığını söylüyor.
وتقول أنها لا تذكر ...أنه تم إحضارها لجدتها أو رؤيتها أصلاً

büyükannesine bakmak için doğuya gittiğini duydum.
لقد سمعت أنّها عادت إلى الشرق، لتهتّم بجدّتها المريضة