büyükannesinin meşe ağacındaki evine doğru yaklaşırken küçük kız kapıyı açık görünce şaşırdı. | Open Subtitles | بينما الفتاة الصغيرة تقترب من شجرة جدتها البلوط، لقد فوجئت لرؤية الباب مفتوحاً. |
O zaman bu saatin için alır, büyükannesinin saatine takarız. | Open Subtitles | إذاً لنأخذ الأنظمة الداخلية لهذه الساعة ونضعها داخل ساعة جدتها. |
onun için bir isim bile seçmişleri, büyükannesinin ismi olan Barbara. | TED | وقد اختاروا اسماً لها باربرا .. تبعاً لاسم جدتها |
Birkaç hafta sürdü, biliyorum ama sonunda Sabrina'nın büyükannesinin vasiyetini okumayı bitirebildim. | Open Subtitles | أعلم أنه أخذ مني بضع أسابيع لكن أخيرا أنهيت وصية جدة صابرينا |
CA: Evet, ben kesinlikle kimsenin büyükannesinin banka hesabını çaldığını düşünmüyorum. Peki ya temel değerleriniz neler? | TED | كريس : نعم , حسناً , أنا بالتأكيد لا أعتقد أنك تسرق حساب جدة أي شخص . لكن ماذا عن جوهر إيمانك بالمبادئ ؟ |
Kırmızı Başlıklı Kız karşılaşacaklarından habersiz büyükannesinin evine ulaştı. | Open Subtitles | ذات الرداء الأحمر وصلت إلي بيت الجدة غير مدركة ماذا ينتظرها |
Creekmore Bulvarı'nda büyükannesinin yanında kalacaktı, bu beni çok sevindirdi çünkü çok yakındaydı. | Open Subtitles | إنتقلت للعيش مع جدتها في منطقة قريبة مما أسعدني كثيراً |
Creekmore Bulvarı'nda büyükannesinin yanında kalacaktı, bu beni çok sevindirdi çünkü çok yakındaydı. | Open Subtitles | انتقلت للعيش مع جدتها فى منطقة قريبة مما أسعدنى كثيراً |
Bir gün, Kırmızı Başlıklı Kız büyükannesinin evine gidiyormuş. | Open Subtitles | في يوم عندما كانت ذات الرداء الأحمر ذاهبة إلي بيت جدتها |
büyükannesinin ve üvey kardeşinin telefonlarını dinlemeye aldık. | Open Subtitles | لقد وضعنا أرقام جدتها و أخيها تحت المراقبة. |
büyükannesinin kolyesini takmıştı ve onun için değeri dünyalar kadardı. | Open Subtitles | لقد كانت ترتدي عقد جدتها وهو يعني الكثير لها |
Hayır, büyükannesinin yaşadığı yer. Gelin. Sanırım bu taraftan. | Open Subtitles | لا ,جدتها فقط كانت تعيش هنا هيا ,أعتقد أن هذا هو الطريق بيت جميل سيدة من المامبو؟ |
Ben sırrını lise boyunca sakladım.büyükannesinin cenazesindeki tek arkadaşıydım. | Open Subtitles | حفظت سرها طوال فترة الدراسه الثانويه، و كنتُ صديقتها الوحيده في جنازة جدتها |
Karımın büyükannesinin yüzüğü, annesinin akiki de oradaydı. | Open Subtitles | وخاتم جدة زوجتى كان هناك ايضاً, و الحجر الكريم الخاص بأمها |
Birinin büyükannesinin evinin anahtarı hakkında anlaştığımızı sanıyordum. | Open Subtitles | ...أَعتقدُ بأنّنا تَحدّثنَا عن مفتاح بيتِ جدة شخص ما .. |
O, Rusty'nin büyükannesinin resmi, Bay McGuire. | Open Subtitles | هذه صورة جدة راستي يا سيد ماجوير |
büyükannesinin cesedini gözlerimle görmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أرى تلك الجدة المتوفية أولا |
Üç gün sonra büyükannesinin sundurmasında ortaya çıkmış. | Open Subtitles | بعد ثلاثة أيام... ... تبدوخلفيةعلى ها سقيفة الجدة. |
Zavallı adama büyükannesinin öldüğünü söylemek zorunda kaldım.. | Open Subtitles | كان عليّ أن أخبر الرجل المسكين أن جدّته ماتت. |
Hiç bir şey küçük deniz kızını denizin üstündeki dünya hakkında bir şeyler duymak kadar mutlu edemezdi, ve köyler ve gemiler hakkında büyükannesinin bildiği her şeyi anlattırırmış. | Open Subtitles | لا شيء كان يسعد عروسة البحر مثل السماع عن الحياة فوق المحيط وجعلت جدّتها تحكي لها كل شيء تعرفه عن المراكب والمدن |
büyükannesinin. | Open Subtitles | -إنّها لجدّتها . |
Ben tişört giymiştim, o ise büyükannesinin vizon şalını. | Open Subtitles | كنت مرتدياً قميصاً بأكمام، وارتدت هي شال فراء المنك الخاص بجدتها. |
Aslında büyükannesinin göl evi ama o ölmüş, sorun yok yani. | Open Subtitles | في الواقع، إنه مِلك لجدتها ولكنّها متوفاة، فلا بأس من إستخدامه. |
Onunla ilk tanıştığımda, büyükannesinin kucağında oturuyordu. | TED | عندما إلتقيتهم في البداية، كان يجلس في حضن جدته |