"büyükbabamın" - Translation from Turkish to Arabic

    • جدّي
        
    • جدى
        
    • لجدي
        
    • الجد
        
    • جدي
        
    • وجدي
        
    • أجدادي
        
    • جدِّي
        
    • لجدّي
        
    • وجدّي
        
    • جرامبز
        
    Babam hep Büyükbabamın inatçı olduğunu ve asla geç kalmadığını söylerdi. Open Subtitles أبي كان يقول إن جدّي كان عنيداً جـداً، ولم يتأخــر أبداً
    Büyükbabamın arkadaşı beni oradan biriyle tanıştırdı... ve 2 aylığına onun yanında çıraklık yapacağım. Open Subtitles صديق جدّي عرفني على شخصٍ صاحب ورشة هناك وسأصبح صبيّه تحت التمرين لمدة أسبوعين
    Tefeciye kamyonetimi, motosikletimi National Steel gitarımı Büyükbabamın bana bıraktığı pul koleksiyonunu sattım. Open Subtitles لقد رهنت شاحنتي ودرّاجتي وغيتاري الثمين ومجموعة طوابع بريدية تركها لي جدّي
    Büyükbabamın iş arkadaşları da oradaydı, en iyi dostları Greenie ve Block. Open Subtitles حيث يجب ان تقابل أطفال جدى الآخرينِ، اعز أصدقائه كرينى و بلوك.
    Eskiden Büyükbabamın dediği gibi "Ucube gösterisini bir gördün mü görmezden gelemezsin." Open Subtitles كما اعتاد جدى ان يقول لا يمكنك ان تمحو رؤيتك للعرض الشاذ
    Büyükbabamın değişik yaşlardaki resimlerini görüyorsunuz. TED لذلك لدي هنا صور لجدي في مراحل عمرية مختلفة.
    Büyükbabamın o koca ayak tırnaklarından kazıyabildikleri hariç elbette. Open Subtitles باستثناء مايكشطه الجد من تحت أظفار أقدامه؟
    Büyükbabamın namına, ona bir tuğlayla vurmalıydım. Open Subtitles احتراماً لروح جدّي المرحوم كان عليّ ضربها بخشبة للرأس
    Ama Büyükbabamın ismi, babamın ismi. Open Subtitles و هو أمر سيء لكنه كان اسم جدّي و اسم والدي
    Büyükbabamın tekerlekli sandalyesine bağlayıp beni dövdüler. Open Subtitles لقد أوسعاني ضرباً وقيداني بمقعد جدّي المتحرك
    Büyükbabamın bana yardım etmesi dışında bir şey yok. Open Subtitles حسناً, لا شيء أكثر من شيء قام جدّي بتعليمي إياه
    Büyükbabamın babama gülümsemesi gibi. Open Subtitles الأمر أشبه حين يقوم جدّي بالإبتسام بوجه أبي
    Büyükbabamın kurmak için ömrünü verdiği bu iş, bugün neredeyse ahırına kadar yanıp kül oldu. Open Subtitles هذا الذي قضى جدّي حياته يبنيه إحترق تقريبًا حتى أقراطه اليوم
    l. Dünya Savaşı'nda Büyükbabamın, İkincide babamın yaptığı gibi. Open Subtitles مثلما فعل جدى فى الحرب العالمية الأولى و والدى فى الحرب العالمية الثانية
    Büyükbabamın Ruhu bende, artık beni takip etmekten başka çareleri yok. Open Subtitles أنا أملك روح جدى فلا فرصة أمامهم إلا أن يتبعونى
    Büyükbabamın verandada oturup nasıl Kızılderili avladığını anlattığını hatırlıyorum, sincap avlamaktan söz eder gibi. Open Subtitles اتذكر جدى وهو كان فى الشرفة يقتل الهنود . وكائنهم مثل حيوان السنجاب
    Benim kötü, bunak ve domuz hırsızı büyük Büyükbabamın yüzünden. Open Subtitles كل ذلك بسبب الرجل القذر المنحط لص الخنازير جدى الكبير هو السبب
    Büyükbabamın partisine gideceğimiz için kızgınsın. Open Subtitles انت هكذا لانك غاضب اننا مضطرين للذهاب لجدي
    Okuldaki çocuklar, bir seri katilin serbest kalmasının Büyükbabamın hatası olduğunu düşünüyorlar. Open Subtitles الأطفال في المدرسة اعتقد انه خطأ الجد في هناك قاتل متسلسل على فضفاضة.
    Büyükbabamın arkadaşının özel bir jeti var. Buraya çabucak gelebilir. Open Subtitles صديق جدي عنده طائرة خاصة، إنه لن يأخذ فترة طويلة
    Büyükbabamın güçleri son derece yerinde, ama hasta numarası yapıyor. Open Subtitles وجدي الآن قويٌ للغاية, لكنه يتماثل بأنه مريض,
    Rüyamda smokin giyiyordum ve deri ayakkabılarımın üzerinde Büyükbabamın yansımasını gördüm. Open Subtitles أنا ارتدي حله كنت أرى إنعكاسي في مواجهة نظرية أجدادي في حذائي
    - Bu Büyükbabamın eski haritası. - Döngülerin nerede olduğunu gösteriyor. Open Subtitles هذه خريطةُ جدِّي القديمة- إنها تُريك مكان الحلقات-
    Bu Büyükbabamın. Open Subtitles هذهِ كانت لجدّي.
    Çünkü orası Brooklyn Bulvarı'ydı ve Büyükbabamın orada fırını vardı. Open Subtitles لأنّ ذلك من المعتاد أن يذهب " إلى شارع " بروكلن ...وجدّي كان لديه مخبز هناك
    Bunlar mı? Büyük Büyükbabamın ikinci eşi ve 4 çocukları. Open Subtitles اوة هذا جرامبز العظيمة زوجته الثانية ، وهذا اربعة اطفال

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more