O geceyi hatırlıyorum. Trakya Büyükelçisi'yle içki içmiştik. | Open Subtitles | أتذكر تلك الليلة، وتقديم الشراب للسفير التراقي |
Sabah Hollanda Büyükelçisi'ne açık kalp ameliyatı yapacağım. | Open Subtitles | سأقوم بعملية قلب مفتوح للسفير الهولندي صباحاً |
Sovyet Büyükelçisi için bir davet veriyor. | Open Subtitles | ستقيم حفلة إستقبال للسفير السوفييتي |
Tayland Büyükelçisi'nin yardımcısı. | Open Subtitles | وهو مساعد للسفير التايلاندي |
Dilersen meseleyi Washington'daki İngiliz Büyükelçisi'yle görüş. | Open Subtitles | لو اخترت العكس، اذهب للسفير (البريطاني في (واشنطن |