Elbette. Kral, Büyükelçiyle birlikte önceden çıktı. | Open Subtitles | بالطبع , وقد غادر الملك بالفعل مع السفير |
Büyükelçiyle asilerin ultimatomu hakkında konuştunuz mu? | Open Subtitles | هل تحدثت مع السفير بخصوص المهلة النهائية للمتمردين؟ |
Birleşmiş Milletler'den biri Büyükelçiyle direkt irtibat kurmuş. | Open Subtitles | لقد قام أحد من الأمم المتحدة بالتحدث مع السفير مباشرة. |
Büyükelçiyle birlikte müzik dükkanlarını sık gezer misiniz? | Open Subtitles | انتِ والسفير هل تذهبان إلى متاجر التسجيلات كثيرًا؟ |
Fletcher yeni Büyükelçiyle irtibata geçmiş bile. | Open Subtitles | فليتشر قد إتصل مسبقاً بالسفير الجديد |
Kennedy kardeşini Sovyet Büyükelçiyle başka bir toplantıya daha gönderdi. | Open Subtitles | بعث كينيدي بشقيقه إلى اجتماع آخر مع السفير السوفياتي |
Konu şu ki, Türk Büyükelçiyle ilişkileri var. | Open Subtitles | النقطة هي.. أن لديهِ تعاملات مع السفير التركي |
Büyükelçiyle çalışıyorum ve bunun ne anlam geldiğini biliyorsunuz. | Open Subtitles | ، أعمل مع السفير وأنتم تعلمون ما الذي يعنيه ذلك |
Asla benim fırsatım yoktu... kapı tekmelemek için... bir Büyükelçiyle o olur... | Open Subtitles | ولكن لم تتح لي الفرصة... وللقضاء على الباب... مع أن السفير ، أساسا ، هو... |
Efendim, Büyükelçiyle olacak konuşmanızdan ne beklediğinizi öğrenmek isterim. | Open Subtitles | سيدى, أريد أن أعلم ...ما تأمل فى تحقيقه .فى حديثك مع السفير |
- Hindistan Büyükelçisi hatta. - Hiç bir Büyükelçiyle konuşmayacağım. | Open Subtitles | السفير الهندي على الهاتف - لن أتحدّث مع أيّ سفير - |
Büyükelçiyle yapılacak görüşme hakkında konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | اود التحديث اليك بخصوص السفير |
Büyükelçiyle konuştum. | Open Subtitles | لقد تكلمت مع السفير |
Büyükelçiyle birlikteydin. | Open Subtitles | لقد كنت مع السفير |
- Büyükelçiyle koordinasyon sağlandı. | Open Subtitles | تم التنسيق مع السفير. عظيم. |
Bırakın Büyükelçiyle konuşayım. | Open Subtitles | دعني أتحدث إلى السفير |
Büyükelçiyle tanışmak ister misin? | Open Subtitles | -هل تحبين أن تقابلى السفير ؟ |
Büyükelçiyle. | Open Subtitles | السفير |
Büyükelçiyle bu konuda tamamen hemfikiriz. | Open Subtitles | حسناً أنا والسفير موافقون تماماً |
Çinli Büyükelçiyle görüşüp bu akının duracağını, Ma'an'daki vatandaşlarının tehlikede olmadığını söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأذهب لأجتمع بالسفير الصيني لأخبره أن هذه الغارة سوف توقف وأن مواطنيه في (معان) بعيدون عن الخطر سوف يصدّق هذا لأنّي سأعطيه وعدي بذلك |