Yüzleşmemiz gereken sorunun büyüklüğünü görüyorsunuz. | TED | لذا يمكنكم رؤية حجم المشكلة التي سوف نواجهها |
Öyleyse, bana bir şirketin, küçük bir şirketin, büyüklüğünü söylerseniz, Walmart'ın büyüklüğünü tahmin edebilirim. | TED | اذا قمتم بإخباري عن حجم بعض الشركات ,بعض الشركات الصغيرة لكان بالامكان التنبؤ عن حجم وول مارت |
Fakat, bazen bu kentleşmenin büyüklüğünü hatırlamak zor. | TED | ولكن احيانا نحن لا نعي حجم ذلك الامر .. ومدى امتداد التمدن الجاري في هذا العالم |
Siz bana şehrin büyüklüğünü söylerseniz bu şekilde şehirdeki benzin istasyonlarının sayısını bulabiliriz. | TED | بأنه عدد محطات البترول في المدينة الذي يمكن معرفته عندما تخبرني حجمها |
Ben de yaptım. Bir anda, bu iki paralel giriş gözler önüne serildi. Matthew'a aşık olmak, Aaron öldüğünde kaybettiklerimin büyüklüğünü anlamama yardım etti. | TED | وفجأة، بدأت هاتان القصتان سويًا، وجعلني الوقوع في الحب مع ماثيو أن استوعب ضخامة ما فقدته مع أرون. |
Etrafınıza ve kendinize bir bakın, ve Roma'nın büyüklüğünü görün. | Open Subtitles | أنظروا حولكم و انظروا لأنفسكم و سوف ترون عظمة روما |
Ve yuvarlakların büyüklüğünü ülkelerin öğrencilere harcadıkları parayla orantılı yapıyorum. | TED | وسأجعل حجم الدائرة يتناسب مع حجم الأموال التي تصرفهاهذه الدول على طلابها. |
Beyin büyüklüğü genellikle vücut büyüklüğünü takip eder. | TED | هذا لأن في العادة يتناسب حجم الدماغ مع حجم الجسم. |
Beden büyüklüğünü ve hacmini değiştirme, süper hız, uçma, süper kuvvet, ölümsüzlük ve görünmezlik. | TED | تحول حجم و محتوى الجسم، السرعة الفائقة، التحليق، القوى الخارقة، الخلود، و الاختفاء. |
Beden büyüklüğünü ve hacmini değiştirme, süper hız, uçma, süper kuvvet, ölümsüzlük ve görünmezlik. | TED | تحول حجم الجسم والمحتوي، السرعة الفائقة الطيران، القوة الخارقة، الخلود، و التخفي. |
Beden büyüklüğünü ve hacmini değiştirme, süper hız, uçma, süper kuvvet, ölümsüzlük ve görünmezlik. | TED | تغيير حجم الجسد و محتواه سرعة هائلة الطيران قوة هائلة الخلود و الاختفاء |
Beden büyüklüğünü ve hacmini değiştirme, süper hız, uçma, süper kuvvet, ölümsüzlük ve görünmezlik. | TED | تغيير حجم الجسم ومحتواه، السرعة القصوى، الطيران، القوة الخارقة، الخلود، بالإضافة إلى الاختفاء. |
Beden büyüklüğünü ve hacmini değiştirme, süper hız, uçma, süper kuvvet, ölümsüzlük ve görünmezlik. | TED | تقليص حجم الجسم السرعة الخارقة الطيران القوة الخارقة الخلود أيضاً التخفي. |
Beden büyüklüğünü ve hacmini değiştirme, süper hız, uçma, süper kuvvet, ölümsüzlük ve görünmezlik. | TED | تغيير حجم الجسم ومحتوياته، السرعة الخارقة، الطيران، القوة الخارقة، الخلود، بالإضافة إلى الاختفاء. |
Artı, görünen Ay'ın büyüklüğünü farklı konumlarda gerçekten ölçerseniz, hepsi aynı çıkıyordu. | TED | بالإضافة إلى ذلك، إذا قمت فعلياً بقياس حجم القمر المرئي في الأماكن المختلفة، فإنه لا يتغيير على الإطلاق. |
Burada, görüntünün merkezinde selin büyüklüğünü, sarı ile gösterilen Bangkok'un büyüklüğüne göre görebilirsiniz. | TED | هنا، تستطيع رؤية حجم الفيضان في منتصف الصورة. بالنسبة لحجم بانكوك الموضح باللون الاصفر. |
Ta en başından beri bir arayış içindeydik, ama geriye kalan arayışın büyüklüğünü abartmamak mümkün değil. | TED | نحن في بحث مستمر عنها ، ومهما ضخّمنا فمن المستحيل أن نكون نبالغ في حجم البحث المتبقي. |
Bu eksende aile büyüklüğünü görebilirsiniz. Bu eksende kadın başına bir, iki, üç, dört, beş çocuk. | TED | على هذا المحور تجدون حجم العائلة: واحدو اثنان, ثلاثة, أربعة, خمسة اطفال لكل امرأة, على هذا المحور |
Ve sonra, bir zamanlar büyüyen bir şirketteki kıdemli liderlik ekiplerinin pazardaki değişim karşısında şaşkına dönerek şirket büyüklüğünü yarı yarıya indirme ya da işi tasfiye etmeye zorlamaya kadar gelmesi gibi hikâyeler. | TED | وهناك قصص كقصة الفريق القائد ذو الخبرة الكبيرة، والذي كان يشتغل في أحد المجالات التي كانت مزدهرة ففوجئ بتحول السوق، ثم وجد نفسه يرغم الشركة لكي تقلص حجمها إلى النصف أو أن تفلس. |
Tamam mı? O şeyin büyüklüğünü küçümseme eğilimindeydiler. | Open Subtitles | كان الغرض من ذلك أن تبين مدى ضخامة الموضوع. |
Gerçekten bakış açısından bu adamın büyüklüğünü açıklamayı yapmak isterim. | Open Subtitles | الذي أُريد فعله هو أن أضع عظمة هذا الرجل في الاعتبار. |