Aslında Büyülü Orman'daki evimizin yanında tam da bu nehirden gelen bir pınar vardı. | Open Subtitles | في الواقع كان هناك جدول مِنْ هذا النهر نفسه قرب أرضنا في الغابة المسحورة |
- Büyülü Orman'daki namınız almış yürümüş. | Open Subtitles | -سُمعتكِ في الغابة المسحورة تسبقك |
Büyülü Orman'daki herkes tehlikede çünkü Kara Peri, Emma'nın inancını yok etti. | Open Subtitles | الجميع في الغابة المسحورة في خطر لأنّ الحوريّة السوداء جعلت (إيمّا) تتوقّف عن الإيمان |
Büyülü Orman'daki herkesi buraya gönderdi. | Open Subtitles | لقد أرسلت الجميع من الغابة المسحورة إلى هنا. |
Kötü Kraliçe, Büyülü Orman'daki herkesi buraya gönderdi. | Open Subtitles | أرسلت الملكة الشرّيرة الجميع من الغابة المسحورة إلى هنا. |
Teknik olarak kraliyetten falan olduğumuzun farkındayım ama Büyülü Orman'daki kalenizde, ya da Vegas'taki Excalibur'da yapmayı düşünmüyorsak istediğin şeyi bulacağımızı pek sanmıyorum. | Open Subtitles | لكنْ ما لَمْ ترغب بإقامة زفاف مخصّص في قلعتك في الغابة المسحورة... أو فندق "إكسكالبر" في "فيغاس" مثلاً فلا أظنّنا سنجد ما تبحث عنه |